Deprem kalp sağlığımızı nasıl etkiler? Deprem sonrası kalp krizlerinden korunmak için neler yapılmalı?

Doğal afetlerden sonra kalp krizlerinin ve ani ölümlerin arttığına hepimiz şahit olmaktayız. Dünyanın farklı yerlerinde yaşanan farklı türdeki doğal afetlere ilişkin haberleri yazılı ve görsel basından takip etmekteyiz.

Kalp krizleri neden artıyor, ne kadar artıyor?
Deprem sırasında ve sonrasında neler yaşanıyor? İnsan vücudunda ne tür değişiklikler kalp krizini tetikliyor?

Tıp literatürüne baktığımız zaman depremle ilgili verilerin ağırlıklı olarak Japonya’dan yayımlandığını görüyoruz. Japonya bilindiği üzere bir deprem ülkesi ve kayda değer şiddette depremlerin sıklıkla görüldüğü bir yer. Japonya bu konuda çok tecrübeli;  sağlam binaları ve aldıkları önlemlerle Japon halkı adeta depreme karşı meydan okumakta.

Ülkemiz de bir deprem ülkesidir ve ülkemizin farklı coğrafyalarında farklı büyüklükte depremler yaşanagelmektedir. 1999 yılında büyük Marmara depremini yaşamış ve ülke olarak bizi yasa boğan bu depremde binlerce insanımızı kaybetmiştik. Yıkım gerçekten çok büyüktü. Ben o depremde İstanbul’daydım; tıp fakültesini henüz bitirmiştim ve tıpta uzmanlık sınavına (TUS) çalışmaktaydım. Gece deprem olduğunda yerin altından sesler geldi; hemen yataktan fırladım. Yer çok şiddetli olarak sallanmaktaydı. Odadan çıkmak istedim; ama birkaç adım attıktan sonra elimle duvara tutunup öylece kalakaldım. Yürümek imkânsız gibiydi. O an, deprem sırasında odadan çıkmanın bile çok zor olduğunu fark ettim. Öğrenci evinde kalıyorduk; evimiz bodrum kattaydı. Salon penceresi hemen bahçeye açılmaktaydı. Biz üç arkadaş olarak deprem anında dışarı çıkmayı başaramamıştık. Çünkü deprem şiddetliydi, yer feci şekilde sallanıyordu ve yürümek mümkün olmamıştı. Neyse ki kaldığımız bina hasar almamış ve bina sakinlerine bir şey olmamıştı. Takip eden birkaç günü dışarıda geçirdik. Burhan Felek Spor Kompleksi’nde yer alan futbol sahasında kaldık. Deprem olduğunda Ağustos ayındaydık ve hava sıcaktı. Dışarıda rahatlıkla kalınabiliyordu. Sonraki günlerde evimize döndük; artçı sarsıntı olursa diye ilk günler ve geceler boyunca salonun penceresini açık bıraktık. Neyse ki şiddetli bir artçı deprem olmadı.

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem yaşadık. Ülkece bizi yasa boğan bu depremlerde yıkım çok büyüktü. On bir ilimizi ve 10 milyondan fazla insanımızı etkileyen bu depremde can kaybı maalesef Marmara depreminden çok daha fazlaydı.

Deprem sırasındaki yaralanma ve ölümler daha çok travma nedeniyle gerçekleşir. Dâhili hastalıklar olarak ezilme hastalığı (Crush sendromu) ve kalp krizleri diğer önemli ölüm sebepleridir. Kalp krizleri hem deprem anında hem de takip eden bir yıl içinde önemli ölüm sebeplerindendir. Deprem anında yaşanan akut stres durumu, ani heyecan ve korku durumu kanda stres hormonlarının artmasına neden olur. Kanda adrenalin düzeyi saniyeler içinde artar. Tansiyon yükselir, kalp hızı artar, kalp daha güçlü kasılır. Kalbin oksijen ihtiyacı artar. Çünkü kalp artan strese cevap vermeye çalışmaktadır. Damar sertliği, yani damar içinde kolesterol birikintisi bulunan hastalarda bu plakların  üzeri yırtılabilir.  Kabuğu yırtılan plağın üzerine pıhtı oturur ve damar içinde kan akımı tamamen kesilir. Kan akımının bu şekilde kesilmesi demek kalp krizi meydana gelmesi ve kalbin o bölgesinde doku hasarı olması demektir. Bu durumda hasta tüm göğsünü kaplayan, baskı hissine benzer ya da bazen yanma şeklinde görülebilen şiddetli bir ağrı hisseder. Ağrıyla beraber soğuk soğuk terleme olabilir. Böyle bir durumda bir tane aspirin içilerek en yakın hastaneye başvurulması hayati önem taşır. Hastanede acil anjiyografi ve balon stent yöntemiyle damar açma işlemi yapılarak kalbin göreceği hasar en az seviyede tutulmaya çalışılır.
Deprem sürecinde ve takip eden 1 yıl içinde de kalp krizlerinin arttığını belirtmiştik.

Deprem bölgesinden başvuran hastalarımızda yaşanılan büyük sıkıntının izlerinin halen devam ettiğini görmekteyiz. Yakınlarını kaybeden, evi veya iş yeri yıkılan insanların ne kadar iyi olması beklenebilir ki? Diğer taraftan yaşanılan büyük afet tüm ülkemizi derinden etkilemiş durumda. Bize başvuran hastalarımızın yaşanılan büyük depreme çok üzüldüklerini, uyku düzenlerinin bozulduğunu, geceleri kendilerini uyku tutmadığını belirttiklerini, tansiyonlarında dalgalanma, kan şekeri düzeylerinde bozulma, göğüs ağrısı ve çarpıntı gibi şikâyetler yaşadıklarını görmekteyiz.

Deprem sonrası kalp hastalıklarından korunmak, kalp krizi riskini azaltmak için neler yapılabilir? Maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz:
Almakta olduğumuz ilaçları bırakmayalım: Hastalarımız halihazırda kullandıkları ilaçlara muntazam bir şekilde devam etmeliler. Örneğin, hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, kalp yetmezliği için aldıkları ilaçları kullanmaya aynı şekilde ara vermeden devam etmeliler. Bu ilaçların reçete gerekmeksizin temin edilebildiğini belirtmek isterim.
Hipertansiyon kontrol altında olmalı: Yüksek tansiyonu olan hastalarda bu dönemde kan basıncında dalgalanma,  iniş-çıkışlar olabilmekte. Yaşanılan stresli durum tansiyonu doğrudan etkilemekte. O nedenle hastaların bu süreçte tansiyonlarını takip etmeleri ve tansiyonları 140/90mmHg’nın üzerinde seyrediyorsa hastaneye başvurmaları gerekmektedir. Böyle bir durumda hastaların aldığı ilaçların dozları artırılmalı veya ilave ilaç başlanmalıdır.
Kan şekeri yüksek seyretmemeli: Şeker hastalığı olan hastalarımızın kan şekeri düzeyleri ölçülmeli ve yüksek seyrediyorsa ilaç tedavileri gözden geçirilmelidir.
Tütün ürünlerinden uzak durulmalı: Sigara kalp krizini ciddi şekilde tetikleyen faktörlerin başında geldiğinden asla kullanılmamalıdır. Ancak sigaraya daha önceden başlamış olan ve sigarayı bırakamayan insanlar bu üzüntülü ve zor günlerde sigara miktarını minimum sayıda tutmalı, en azından artırmamalıdırlar.
Psikolojik destek ve tedavi alınmalı: Yaşanılan büyük afet insanları derinden etkilediğinden bu dönemde psikolojik destek çok önemlidir.
İyi sağlık hizmeti sağlanmalı: Bu zorlu süreçte sevk zincirinin iyi çalıştığı ve koordinasyonun iyi bir şekilde sağlandığı bir sağlık hizmeti çok önemlidir. Göğüs ağrısı ile başvuran hastanın hızlı bir şekilde kalp grafiğinin çekilmesi ve kalp krizi tanısı konması durumunda hastanın ivedi bir şekilde anjiyo yapılabilen bir sağlık merkezine sevki hayati önem taşımaktadır.
Hijyen ve sağlıklı beslenmeye özen gösterilmeli: Afet sonrası çadır ve konteyner kentlerde kalan depremzedeler için yeterli hijyenin sağlanması enfeksiyon hastalıklarından korunmak açısından çok önemlidir. Bağışıklık sisteminin güçlü tutulması için çocuklar ve yaşlı hastalar başta olmak üzere tüm depremzedeler dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen göstermelidir. Yeterli sıvı tüketilmelidir. Kabaca vücut ağırlığı *0.3ml olacak miktarda günlük sıvı alınmalıdır (Örneğin, 70kg birisi 70*0.3=2100ml, yani 2 litre civarı sıvı almalıdır. Bu miktar, çay, kahve, diğer sıvı içecekler ve su dâhil toplam miktarı ifade etmektedir).
Hareketsiz kalınmamalı: Koşulların elverdiği ölçüde hareket edilmesi ve yürümeye çalışılması kalp sağlığı açısından önemli olup kalp krizlerinden koruyucudur.

Tüm halkımıza tekrar geçmiş olsun. Allah ülkemize bu tür bir afeti tekrar yaşatmasın. Sağlıklı günler dilerim.