Diyabet, pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen, ciddi komplikasyonlara neden olabilen bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir.
Diyabet nedir?
Diyabet, pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen, ciddi komplikasyonlara neden olabilen bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir.
Sağlıklı bir bireyin kan şekeri düzeyi 10 saatlik açlık sonrası <100 mg/dl, tokluk halinde (yemekten iki saat sonra) 140 mg/dl’nin üstüne çıkmaz.
Bir kişinin diyabetli olup olmadığı Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü, tokluk kan şekeri ölçümü veya Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun ≥ 126 mg/ , tokluk kan şekerinin ≥ 200 mg/dl olması diyabetin varlığını gösterir. Ayrıca 2 kez AKŞ ≥ 126 mg veya 2 kez tokluk kan şekerinin ≥ 200 mg/dl olması da diyabet tanısını koydurur.
HbA1c diyabetik hastanın takibinde değerli olup üç aylık kan şekeri ortalaması hakkında fikir verir. Diyabetik hastalarda HbA1c için ideal düzey < % 6.5 olarak kabul edilir.
İnsülin nedir?
- Sağlıklı bireylerde yediğimiz besinlerin, özellikle karbonhidrat içeren besinlerin çoğu vücutta enerji için kullanılmak üzere glukoza dönüştürülür. Midenin arka yüzeyinde yerleşik bir organ olan pankreas, kaslarımızın ve diğer dokuların kandan glukozu alıp enerji olarak kullanmalarını sağlayan “insülin” adı verilen bir hormon üretir. Besinlerle kana geçen glukoz, insülin hormonu aracılığı ile hücrelere girer. Hücreler glukozu yakıt olarak kullanır. Eğer glukoz miktarı vücudun yakıt ihtiyacından fazla ise karaciğerde (şeker deposu=glikojen) ve yağ dokusunda depolanır.
- İnsülin, şekerin enerji elde edilmek amacıyla kullanılacağı vücut hücrelerine girmesi içingereklidir
- İnsülin, şekerin hücre içine girebilmesi içinhücrenin kapısını açan bir “anahtar” işlevi görür
- Aynı zamanda kan şeker düzeylerinin istenilen sınırlar içinde tutulması açısından önemlidir.
- İnsülin yetersizliği veya eksikliğinde kandaki şeker miktarı yükselir.
İnsülin direnci nedir?
Dokuların, insülin hormonunun normal uyarılarına yanıt vermemesi durumudur. Yani karaciğer, kas ve yağ dokusu gibi dokular insülin hormonunun emirlerine uymamaktadır. İnsülin direnci olan hastalarda, kan şekerinin kas, yağ ve karaciğer hücrelerine girmesi zorlaşmıştır. Bu nedenle kanda şeker birikimi meydana gelmektedir. Bu durumda pankreas hücrelere daha fazla şeker alabilmek için daha çok insülin üretmeye ve normalden daha fazla çalışmaya başlayabilir. En sonunda ise pankreas yorulacak ve yeterli insülin sağlama yeteneğini kaybedecektir ve diyabet ortaya çıkacaktır.
Kilolu olmak, polikistik over sendromu, kortizonlu ilaç tedavileri, bel çevresinin artmış olması (kadında >80 cm, erkekte >94 cm), yaşlanma ve hareketsiz yaşam biçimi gibi faktörler insülin direnci oluşmasına neden olabilir.
Sabah yorgunlukları, gece uykudan kalkıp tatlı bir seyler yemek, öğle yemeği sonrasi yorgunluk ve halsizlik şikayetleri insülin direncinin belirtileri olabilir.
Diyabet tipleri nelerdir?
- Tip 1 diyabet (daha nadir görülür; genç yaştaki insanları etkiler) : Vücutta insulin hormonunun yokluğuna bağlı olarak kan şekeri hızla yükselir. Hasta enerji olarak glukoz yerine yağları kullanmaya başlar ve kilo kaybı çok belirgindir.
- Tip 2 diyabet (daha yaygındır; ileri yaşlardaki insanları etkiler): Tip 2 diyabette 2 primer problem vardır.
- insülin direnci
- insülin salgılanmasında eksiklik
Tip 2 diyabet erken dönemde tanı konulursa yaşam şekli değişikliği (diyet ve egzersiz) ve gerekirse ilaç tedavisi ile önlenebilir bir hastalıktır.
- Gebelik sırasında ortaya çıkan diyabet
- Diğer spesifik diyabet tipleri
Kimler tip 2 diyabet açısından risk altındadır?
· Beden kitle indeksi 25 kg/m2’nin üstünde olanlar ve bel çevresi kadınlarda > 80 cm ve erkeklerde > 94 cm geniş olanlar
· Birinci derece akrabalarda diyabet öyküsü olanlar (anne, baba, kardeş gibi)
· Total, LDL kolesterol ve trigliseridleri yüksek veya HDL kolesterol düzeyi düşük olanlar
· Kalp damar hastalığı bulunanlar
· Polikistik over hastalığı olanlar
· Kan basıncı yüksek olanlar
· Hamilelikte Gestasyonel Diyabet tanısı konmuş veya 4 kg üzerinde çocuk doğurmuş olanlar
· Daha önceden gizli şeker tanısının konan bireyler yüksek riskli grupta kabul edilmektedir.
Diyabetin belirtileri nelerdir?
Aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk ve açıklanamayan kilo kaybı, sık görülen belirtiler olmakla birlikte hiçbir açık belirti de olmayabilir. Yukarıdaki belirtilerden biri veya birkaçı var ise vakit geçirmeden bir sağlık kuruluşuna giderek danışınız.
Tip 1 diyabetin ortaya çıkışı genelde ani ve dramatik olur. Aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk, beklenmeyen kilo ve tekrarlayan enfeksiyonlar gibi belirtiler olabilir.
Tip 1 diyabetin belirtileri daha az sıklıkta ama aynı biçimde tip 2 diyabetli kişilerde de olabilir. Tip 2 diyabetin ortaya çıkışı daha yavaştır ve bu yüzden tespiti de daha zordur. Bazı tip 2 diyabetli kişilerde hiç bir erken belirti görülmez ve başlangıçtan bir kaç yıl sonra çeşitli diyabet komplikasyonları varlığıyla teşhis edilirler. Diyabetli olabileceklerini düşünen riskli kişiler, tanı için bir sağlık kurumuna danışmalıdır.
Diyabet neden ciddi bir hastalıktır?
- Yeni körlük vakalarının başta gelen nedenlerinden biri,
- 25 kat daha yüksek göz sorunu riski
- 2-4 kat daha yüksek kalp krizi riski
- 6 kat daha yüksek inme (felç) riski
- Bacağın kesilmesine yol açabilecek hastalıklar için 20 kat daha yüksek risk
- 5 kat daha yüksek böbrek hastalığı riski
Bu komplikasyonların tümü, zamanında uygulanan tedavi ve iyi kan şekeri kontrolü ile önlenebilir.
Diyabet sıklığı nedir?
- Dünyada diyabetik olan bireylerin sayısı giderek artmaktadır.
- Türkiye’deki diyabetli sayısı 5 milyona yaklaşmaktadır.
- Dünyada 2000 yılında 171 milyon olan diyabetli sayısının 2030 yılından 366 milyon olması beklenmektedir.
Diyabet görülme sıklığı neden artıyor?
- Hareketsiz yaşam tarzını artması
- Artan obezite (şişmanlık)
- Sağlıklı olmayan beslenme alışkanlıkları
Diyabet Kimlerde Görülür?
Tip 1 diyabet, çoğunlukla çocuklar ve ergenlik çağındakilerde gelişir fakat yetişkinlerde de görülebilir. Çocuklukta en sık görülen kronik hastalıklardandır. Tip 1 diyabet için risk faktörleri iyi tanımlanmamıştır. Ancak Tip 1 diyabetiklerin birinci derece akrabalarında genetik ve çevresel faktörlerin hastalığı tetiklediği gösterilmiştir.
Tip 2 diyabet, esas olarak yetişkinlerde görülmekteyse de dünyanın birçok yerinde ergenlik çağındaki grup için hızla büyük bir sorun olmaya başlamıştır. Tip 2 için risk faktörleri yaşın artışı, şişmanlık (obezite), ailede diyabet öyküsü, gebelikte iri bebek ya da diyabet öyküsü, fiziksel aktivite azlığı, bozulmuş glukoz toleransı ve ırk/etnik gruptur.
Diyabet tedavisi:
Tedavi, diyabetin tipine ve hastaya göre seçilir
Diyabet, aşağıdaki önlemlerle kontrol altına alınabilir
- Eğitim
- Sağlıklı beslenme planı
- Düzenli egzersiz
- Doğru ilaç tedavisi
- Düzenli sağlık kontrolü ve doktor kontrolü
Beslenme için basit ipuçları :
- Küçük, düzenli öğünler ve sağlıklı atıştırmalar
- Kaymağı alınmış süt ve bitkisel sıvı yağ tüketimi
- Pişirme yöntemlerinin değiştirilmesi – haşlama, ızgara ve buharda pişirme
- Kaçınılması gerekenler
- Fazla miktarda katı yağ ve margarin, tereyağ gibi yağlar, kızartılmış besin tüketimi
- Yağlı et
- Fazla miktarda çay şekeri gibi rafine şeker, bal, reçel, kek ve çikolata tüketimi
Egzersizin pek çok yararları vardır:
- Kilo vermeye yardımcı olur
- Kan dolaşımını düzeltir
- Özgüveni artırır
- Kasları geliştirir
- Kalbinizi güçlendirir
- Uykuyu düzeltir
- Stresi azaltır
- İştahı kontrol eder
- Yaşamınızı uzatır
- Kendinizi daha iyi ve daha enerjik hissetmenizi sağlar.
Diyabette ilaç tedavisi :
- Tip 1 diyabette tabletlerin rolü yoktur. Sadece insülin kullanılır.
- Tip 2 diyabette genellikle ilk olarak tabletlerle tedaviye başlanır. İlerleyen dönemlerde insüline geçilebilir.
Kan şekeri kontrol altına alınmazsa neler olur?
Diyabetin ciddi sonuçları ortaya çıkabilir.
- Göz sorunları- görme kaybı (körlük)
- Böbrek sorunları (böbrek yetmezliği–diyaliz/böbrek nakli gerekir)
- Duyusal/Sinirsel sorunlar (ağrı, his kaybı ve yaralara yol açabilir)
- Kalp/dolaşım sistemi sorunları-kalp krizi
- İnme–Felç
- Ayak sorunları- (gangren-uzuv kaybı)
Koruyucu önlemler nelerdir?
- Kan şekeri ölçümü
- Kan basıncı ölçümü
- Vücut ölçümleri
- Ayak muayenesi
- İdrarda protein varlığına yöneliktest
- Kolesterol testi
- Göz muayenesi
- Diş kontrolleri
- EKG (Elektrokardiyografi) düzenli olarak yapılmalıdır.