Çocuklar ve Çikolata

Çikolatayı oluşturan temel yapı olan kakao, demir, çinko, kalsiyum, magnesium, fosfor, flavonoidler, antioksidanlar, ve kafeinden zengindir. Öyleyse böylesine besin değeri yüksek bir madde için sorumuz şu olmalı: Çikolatayı çocuklarımıza verelim mi?


Çocuklar konuşmaya dede, baba gibi sözcüklerle başlarlar. Bu sözcüklerin söylenmesi, ailede bir bayram havası estirir. Çocuklar büyüdükçe isteklerini önce işaretlerle anlatırlar. Ama gün gelir, istediklerini alabilmek için, işaret yerine asıl sözcüklere benzeterek kendilerine özgü yeni sözcükler üretirler. Hemen her anne ve baba bu durumla karşılaşır. Bu yeni sözcük üretimi ailede genellikle gülerek karşılanır. Aile de bu sözcükleri benimser ve çocuğun gereksinimleri giderilir.

ÇOCUK SÖZLÜĞÜNDE ‘ÇİKOLATA’

Ancak hiç de ihtiyacı olmayan bir nesneye, örneğin çikolataya kendince bir isim vermesi çok ilginç değil mi?

Çikolata, özellikle konuşmaya yeni başlayan 2 -3 yaş grubu çocuklar için söylenmesi çok zor bir sözcük. Bir kez tatmasıyla, çocuğun dünyasına giren çikolatayı istemek için kendilerine göre çikolatayı betimleyen yeni sözcükler üretiyorlar.

Çocukların çikolata için türettikleri ‘culata’, ‘çiko’, ‘gota’, ‘çuka’, ‘cukko’, ‘şokola’, ‘dolgit’, ‘hamma’ ve annesi Türk babası Fransız bir çocuğun ‘Şokolade’ benim derleyebildiklerim. Çocuklar arasında çok yaygın olarak kullanılan bir de ‘çuku’ sözcüğü var. Ama bazıları çuku’yu iki kez arka arkaya ‘çuku çuku’ şeklinde söyleyerek isteklerini ısrarlı bir biçimde belirtiyorlar. Bunların dışında da benim duymadığım çikolata için çocukların ürettiği sözcükler de sanırım vardır.

ÇOCUKLARIMIZA ÇİKOLATA VERELİM Mİ?

Bazı anne-babalar çikolatayı çocuklarına ‘zararlı’ olarak niteleyip, vermekten kaçınıyorlar. Bazılarında ise hiç kısıtlama yok. Bu ikilemin nedeni herhalde çikolatanın ‘zararları ya da yararları’ konusunda en çok tartışma yapılan besinlerden birisi olsa gerektir.

Bir çikolata paketinin dış kapağına baktığımızda içindekiler başlığı altında şunları görürüz: şeker, kakao yağı, süt veya süt tozu, bazılarında soya lesitini, yapay aromatik maddeler örneğin vanilin, kakao kuru maddesi, fındık, fıstık, badem, kuru üzüm, vişne gibi meyvagillerdir.

Çikolatayı oluşturan temel yapı olan kakao, demir, çinko, kalsiyum, magnesium, fosfor, flavonoidler, antioksidanlar, ve kafeinden zengindir.

Öyleyse böylesine besin değeri yüksek bir madde için sorumuz şu olmalı: Çikolatayı çocuklarımıza verelim mi?

ÇİKOLATANIN OLASI YARARLARI

  • Kakao, polifenollerden yana çok zengindir. Polifenoller antioksidan, antiinflamatuar ve antiaterojenik olumlu kardiyovasküler özellikleri vardır. Laboratuar deneylerinde gösterilebilen bu etkiler, diyetle kakaonun alınmasında istenen düzeye çıkılamadığından görülmeyebilir. Bir çalışmada poilifenolden zengin çikolatanın kan basıncını, açlık kan şekerini ve kolesterolü düşürücü etkisi bulunmuştur. Özellikle siyah çikolatanın uzun yıllar tüketiminin kalp krizi riskini azalttığı ileri sürülmüştür. Yapılan bir başka çalışmada ise siyah çikolata ile yüksek dansiteli kolesterol düzeyinin yükselirken, düşük dansiteli kolesterol düzeyinin yükseldiğini göstermiştir.
  • Serotonin ve dopamin salınımını arttırarak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar (‘havanızı’ düzeltir). Kısa süreli uyarıcı, gevşetici, eforik, afrodiziak ve antidepresan özellikleri olduğu iddia edilmektedir.
  • İçerdiği sütten dolayı kalsiyum ve fosfor kaynağıdır. Bunun yanı sıra, demir, çinko ve magnezyum deposu olarak da kabul edilmektedir.

ÇİKOLATANIN OLASI ZARARLARI

  • Alerjik olaylarda ilk aklımıza gelen besin “çikolata” oluyor. Çikolatalar içeriğinde bulunan soya, süt, fındık, ceviz, Antep fıstığı, badem, yer fıstığı, buğday gluteni ve yumurta gibi maddeler nedeniyle alerjik reaksiyon yapabilirler.
  • Migreni tetikleyici özelliği vardır. Çikolatayı çok tüketen yaşlılarda kemik yoğunluğunda düşüklük saptanmıştır. Bu zararlı etkisini içeriğindeki oksalatın kalsiyum emilimini azaltıp, idrarla kalsiyum kaybını arttırarak yaptığı ileri sürülmüştür.
  • Obesite için de yüksek kalorisi nedeniyle risk getirmektedir. Bu risk, ihtiva ettiği fındık, fıstık nedeniyle de artmaktadır.

SON SÖZ

Çikolatanın olası yarar ve zararları daha uzun yıllar tartışılacaktır. Bu tartışmanın nedeni, sahip olduğu “terk edilemez lezzetinden” ileri gelmektedir. Çikolatayı, eski deyimle ifrata kaçmadan tüketmek sanırım en doğrusu olacaktır.

Önerilen Yazılar

TOBB ETÜ Tıp Fakültesi Hastanesi