Anevrizma: Yunanca aneurysma (ἀνεύρυσμα) : Kelime anlamı olarak ‘’genişleme, şişme’’ anlamına gelir .
İçindekiler
ToggleAort Anevrizması Nedir?
Vücudun ana atardamarı olan aortun duvarında meydana gelen anormal genişlemedir (balonlaşma). Bu genişleme, damar duvarının zayıflaması nedeniyle oluşur ve zamanla büyüyerek yırtılma (rüptür) riskini artırır bu da hayati tehlike oluşturur.
Aort Anevrizması Türleri Nelerdir?
Anevrizma, damar duvarındaki katmanların zayıflamasına bağlı olarak gelişir. Bunun nerede olduğuna göre farklı türleri vardır.
- Göğüs bölgesindeki aort balonlaşması (Torasik aort anevrizması): Bu türde, kalpten çıkan ve göğüs kafesinin içinde uzanan ana damarda genişleme olur. Genellikle belirti vermez ama büyürse göğüs ağrısı, ses kısıklığı gibi şikâyetler yapabilir.
- Karın bölgesindeki aort balonlaşması (Abdominal aort anevrizması): Aortun karın içindeki kısmında oluşur. Genellikle belirti vermez ama çok büyürse yırtılıp iç kanamaya yol açabilir.Kişi, karnında kalp atışı gibi bir hareket hissettiğini söyleyebilir.
- Göğüsle karın arasındaki yaygın balonlaşma (Torakoabdominal anevrizma): Aortun göğüs ve karın bölümlerini kapsayan yaygın bir damar genişlemesidir.
- Kalbe en yakın aort kısmındaki balonlaşma (Yükselen aort anevrizması)(ASENDAN AORT ANEVRİZMASI): Kalpten itibaren aortun ilk bölümünde meydana gelir. Marfan sendromu gibi bağ dokusu hastalıklarında sık görülür.
Aort Anevrizması Neden Olur?
- Ateroskleroz (damar sertliği):
Damar iç yüzeyinde yağ ve kolesterol birikimi, damar duvarını zayıflatır ve genişlemesine yol açar. - Yüksek tansiyon (hipertansiyon):
Yüksek kan basıncı, aort duvarına sürekli baskı yaparak zamanla zarar verir ve anevrizma riskini artırır. - Bağ dokusu hastalıkları:
Marfan sendromu, Ehlers-Danlos gibi genetik hastalıklar, damar duvarının yapısını bozar ve zayıflatır. - Enfeksiyonlar:
Nadir olmakla birlikte, bazı enfeksiyonlar (örneğin sifiliz, bakteriyel enfeksiyonlar) damar duvarında anevrizma oluşumuna neden olabilir. - Travma:
Göğüs ya da karın bölgesine alınan ciddi darbeler, aort duvarında hasar yapabilir. - Genetik faktörler:
Ailede anevrizma öyküsü olması, kişinin riskini artırır. - Sigara kullanımı:
Sigara, damar duvarlarını zayıflatan ve anevrizma gelişimini kolaylaştıran önemli bir etkendir.
Aort Anevrizmasının Belirtileri Nelerdir?
Anevrizmalar genellikle asemptomatik ve başka bir sebeple yapılan tetkiklerde rastlantısal olarak saptanmakla birlikte bulunduğu yere göre klinik belirtide verebilir.
- Göğüs veya sırt ağrısı: Ani veya kronik, genellikle keskin ya da derin ağrı olabilir.
- Karında nabız atar gibi şişlik hissi: Özellikle abdominal aort anevrizmasında karında elle hissedilebilen bir şişlik olabilir.
- Nefes darlığı veya öksürük: Anevrizma büyükse ve çevre dokulara baskı yapıyorsa.
- Ses kısıklığı: Aortun büyük kısmının ses tellerini etkileyen dallarına baskı yapması sonucu oluşabilir.
- Yutma güçlüğü: Büyük anevrizmalar yemek borusuna baskı yapabilir.
- Baş dönmesi veya bayılma: Eğer anevrizma kanama veya diseksiyon yaparsa.
- Ani gelişen şiddetli ağrı ve halsizlik: Anevrizmanın yırtılması (rüptür) durumunda acil tıbbi müdahale gerektiren durumdur.
Aort Anevrizmasının Tanısı Nasıl Konur?
Aort anevrizması çoğunlukla sessiz ilerler, yani başta hiç belirti vermez ve fark edilmez. Şikayetleri olan veya başka bir sebeple yapılan tetkiklerde rastlantısal bulunmuş ise ileri tetkikler gerekir.
- Fizik Muayene: Doktor, karında nabız atan bir şişlik olup olmadığını kontrol eder ve dinleyerek anormal sesler arar.
- Ultrason (USG): Karındaki damarın durumu basit ve ağrısız bir şekilde incelenir, genellikle ilk tercih budur.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT): Anevrizmanın tam büyüklüğü ve yerini görmek için detaylı ve hızlı bir görüntüleme yöntemidir.
- Manyetik Rezonans (MR): Radyasyon içermeyen, damarların ve çevresinin net görüntüsünü veren bir başka ileri testtir.
- Ekokardiyografi: Kalpten yapılan özel bir ultrasonla, göğüs bölgesindeki aort incelenir.
- Anjiyografi: Damar içine kontrast madde verilerek yapılan detaylı görüntüleme yöntemidir.
Aort Anevrizma Tedavisi
1. Takip ve İzlem
Küçük boyuttaki anevrizmalar genellikle hemen ameliyat gerektirmez.
Bu durumda, hastalar düzenli aralıklarla doktor kontrolüne çağrılır ve anevrizmanın büyüyüp büyümediği ultrason, BT veya MR ile izlenir.
Kan basıncının kontrol altında tutulması çok önemlidir; yüksek tansiyon anevrizmanın büyümesini hızlandırabilir.
Sigara bırakılmalı ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları benimsenmelidir.
2. İlaç Tedavisi
Kan basıncını düşürmek için beta blokerler, ACE inhibitörleri veya diğer tansiyon ilaçları kullanılır.
Bu ilaçlar kalbin ve damarların üzerindeki baskıyı azaltarak anevrizmanın ilerlemesini yavaşlatır.
Kolesterol düşürücü ilaçlarda damar sağlığını destekleyebilir.
3. Cerrahi Müdahale
Anevrizmanın çapı genellikle 5-5.5 cm veya daha büyük olduğunda veya hızla büyüyorsa cerrahi önerilir.
Açık cerrahi: Göğüs veya karından yapılan bir operasyonla anevrizmalı damar bölümü çıkarılır ve yerine sentetik bir greft (yapay damar) yerleştirilir.
Endovasküler tedavi (EVAR veya TEVAR): Kasık bölgesinden damar içine girilerek anevrizmanın içine stent yerleştirilir. Bu yöntem daha az riskli ve iyileşme süreci daha hızlıdır, özellikle ameliyat riski yüksek hastalar için uygundur.
Tedavi Sonrası
- Ameliyat sonrası hastalar düzenli olarak takip edilir.
- Kan basıncı kontrol altında tutulur, yaşam tarzı değişiklikleri yapılır.
- Tedavi başarısı ve komplikasyonların önlenmesi için doktor kontrolleri önemlidir.