Bir tedavi yöntemi olarak ameliyat yani cerrahi müdahalenin, pek çok kişide tedirginlik yarattığı bir gerçektir. Ancak yapılan araştırmalara ve bir hekim olarak kendi tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki, hastalara tedavi yöntemi olarak cerrahi tedavi önerildiğinde çoğu zaman ameliyat olmaktan değil, uyumaktan yani anesteziden korkarlar.
Bunun yanısıra, yıllardır hastalar tarafından dile getirilen anesteziden uyanamama korkusu ve filmlere bile konu olan ameliyat sırasında anestezide farkındalık hikayeleri de bunu desteklemektedir. Ancak gelişen teknoloji ve yeni anestetik ilaçlar sayesinde bu korku neredeyse ortadan kalkmıştır.
TRAFİĞE ÇIKMAKTAN DAHA GÜVENLİ
Bilindiği gibi anestezi, vücudun bir bölümünün veya tamamının ağrıya duyarsız hale gelmesini sağlar. Yani hasta, ameliyat olmaya karar verirken aynı zamanda bilinci tamamen veya yarı kapalı bir şekilde, kendi vücudu üzerinde hiçbir kontrolü olmadığı bir sürece rıza göstermeye de karar verir ki, işte tam da bu noktada anestezi uzmanının mahareti öne çıkmaktadır. Anestezi uzmanları, anestezinin yanısıra ilk yardım, yoğun bakım ve ağrı tedavisi konularında uzmanlaşmış kişilerdir. Ameliyat sırasında solunum, dolaşım gibi yaşamsal işlevlerinizi de kontrol altında tutan anestezi doktorunuz sizin her bakımdan koruyucunuzdur. Hasta, ameliyat süresince ve sonrasında da, şuuru tamamen açılıncaya kadar anestezi uzmanının gözetimindedir. Yapılan araştırmalar, işinin ehli bir anestezi ekibi tarafından yapılan işlemin, kişinin kendi arabasıyla trafiğe çıkmasından çok daha güvenli olduğunu göstermektedir.
CEVABIN ADI AĞRI
Öte yandan vücudun cerrahi müdahaleye verdiği cevap ‘ağrı’dır. Çünkü kesilen yer önce ağrımaya başlar. Bu kesinin küçük veya büyük olması, cerrahi müdahale sonrasında ağrının az veya çok olmasıyla doğru orantılıdır. Bu sebeple hastanın sadece ameliyat sırasında ağrı hissetmemesi yeterli değildir. Ameliyat sonrası da yapılacak ağrı tedavisi, hem hastanın konforu hem de operasyonun başarısı açısından son derece önemlidir. Çünkü cerrahi tedavi yani ameliyat ne kadar başarılı geçerse geçsin, hasta ve yakınları açısından işin görülen kısmı ameliyat sonrası dönem olduğu için, ameliyat sonrası ağrı yönetimi ve tedavisi farklı bir önem taşır. Bugün gelinen noktada her türlü teknoloji ve anestetik ilaçlar sayesinde ameliyat ve sonrasında yaşanan dönemin ağrı açısından çok daha konforlu geçmesi sağlanmaktadır.
İşte bugün, hayatımızın herhangi bir döneminde hepimizin karşısına birgün çıkabilecek olan “ameliyat sırasında anestezi, sonrasında ağrı tedavisi ve iyileşme dönemi” ile ilgili merak ettiklerinizi yıllarını anesteziye veren konunun uzmanı TOBB ETU Hastanesi Medikal Direktörü Anestezi Profesörü Dr. Necati Çanakçı ile konuştuk. Dr. Çanakçı’ya bu gizemli ve ilgi çekici konuyla ilgili merak ettiklerinizi sizler adına sordum, o da cevapladı.
En çok merak edilen konulardan biri “Genel Anestezi”. Okuyucularımıza genel anesteziyi basamak basamak anlatır mısınız?
Hastalar ameliyathaneye geldiğinde anestezi doktoru tarafından karşılanır, sedyeden ameliyat masasına ameliyat ekibi tarafından anestezi doktorunun yardımıyla alınır. Bundan sonra anestezi doktoru hastaya tansiyon aletini, kalp monitörünün elektrodlarını ve puls oksimetre (kandaki oksijeni ölçer) cihazının parmak ucu kablosunu bağlar. Bunlar ameliyat boyunca hastanın yaşamsal fonksiyonlarının yakından izlenebilmesini sağlar. Gerekirse anestezi başlamadan önce 3-5 dakika süreyle maskeyle oksijen verilebilir. Bundan sonra sırasıyla ağrılı uyaranları azaltacak, anestezi denen özel uyku halini oluşturacak ve kas gevşemesi sağlayacak ilaçları damar yoluyla hastaya uygular. Daha sonra anestezist tarafından hastanın nefes borusuna yerleştirilen bir tüp sayesinde hastaya oksijenle karıştırılmış olarak anestezik gazlar verilir. Bu gazlar verildiği sürece anestezi devam eder, kesildikten kısa bir süre sonra anestezi sonlanmış olur ve hasta uyanır. Bu sürecin her safhasında anestezi doktoru sürekli hastanın başındadır ve ameliyatın seyri ile ilgili gerekli tedavileri yapar.
Neden hastalar cerrahi tedavi yani ameliyattan değil de daha çok genel anesteziden korkar?
Hastanın anestezinin yol açtığı bilinç kaybı sürecinde endişe veya korku yaşaması son derece doğaldır. Aslında bunun pek çok sebebi bulunmaktadır ama anesteziden korkuyu üç başlık altında toplayabiliriz. “Ya uyanamazsam?”, “Ya uyuyamazsam ve ameliyatta her şeyi hissedersem?”, “Ameliyattan sonra ya canım çok yanarsa”…
Sonuçta bu tam bilinmeyen ve kontrol edilemeyen korkulara bir de ‘narkozu kaldıramadı’, ‘anestezi ağır geldi’ gibi yaygın söylemler eklenince hastaların tedirginliği biraz daha artmaktadır.
Nihayetinde anestezi bir bilim dalıdır. Pek tabi teorik olarak anestezinin pek çok komplikasyonu olsa da, pratikte tam donanımlı bir hastanede anestezi ekibi tarafından yapılan anestezi uygulamasının, aracınızla trafiğe çıkmaktan daha güvenli olduğu söylenebilir.
Peki endoskopi ve benzeri basit işlemlerdeki anesteziyi, yani sedoanaljeziyi merak edenlerimiz var. Bu yöntemde hasta hasta uyuyor ama bu bir genel anestezi değil, lokal anestezi. Bu çok sık kullanılan yöntemden bahseder misiniz?
Sedasyon ve sedoanaljezi uygulamaları, ameliyathane içi ve dışında tanısal ve tedavi amaçlı yapılan basit işlemlerde ağrı hissedilmemesi ya da ağrı olmasa bile endişenin azaltılması için yaptığımız bir tür lokal anestezidir. Bu yöntemde anestezi, damar yolundan yapılan ilaçlarla sağlanır ve hasta kısa süreli uyutulur ama bu bir genel anestezi değildir. Sedonaljeziye örnek olarak, gastroenteroloji bölümünce yapılan mide endoskopisi, diş hekimlerince diş tedavileri sırasında ağrıyı ve tedirginliği azaltmak için hastaların kısa süreli uyutulması gösterilebilir.
Peki anestezi doktorunun bu süreçteki rolü nedir?
Anestezi doktoru güvenli derlenme için yakın takibiniz ve ilaçlarınızla ilgilendiği gibi ameliyat bittikten sonra bir süre ayılma ünitesi olarak da adlandırılan bakım biriminde sizi takip eder. Hayati göstergeleriniz ve ağrı seviyeniz sorgulanır. Çünkü anestezinin etkisi geçtikçe ameliyatınıza bağlı ağrı ve rahatsızlık hissi oluşmaya başlayabilir. Tamamen normal bu ağrıyı gidermek ve daha konforlu bir ameliyat sonrası dönem için ağrı kesici ilaçlar uygulanmalıdır. Bazı durumlarda derlenmenin başlangıcında ağrıyı engellemek için bu ilaçlara ek lokal veya rejyonel (bölgesel) bloklar yapılabilir.
Hocam hasta ameliyattan çıktıktan sonra bir anestezist olarak bu ağrı tedavisini nasıl planlıyorsunuz?
Hasta odanıza çıktığınızda, ağrı seviyeniz belirli skalalarla hemşire ve doktor gözetiminde belli aralıklarla takip edilerek ağrısız, konforlu ve güvenli bir ameliyat sonrası dönem geçirdiğinizden emin olunur. Hastanede kaldığınız sürece ilaçlara bağlı yan etkiler tekrar gözden geçirilir. Gerekli tüm önlemler alınır. Ağrıyı meydana getiren nedenler sorgulanır ve birkaç yoldan ağrıyı engelleyen multimodal ağrı tedaviniz her dönem için yeniden planlanır. Bu sırada kanınızda ya da ağrı sinirlerinizin olduğu bölgede sürekli bir ağrı kesici düzeyi oluşturulmuş olacaktır. Bu nedenle hem ilaçlara bağlı yan etki daha az oluşmuş olacak hem de kararlı düzeyde ağrı tedavi planınız sağlanmış olacaktır.
Peki bu bahsettiğimiz ameliyat sonrası ağrı yönetimi, ameliyat tipine ve hastaya göre değişir mi?
Ağrı tedavisi planınız kişiye ve operasyona özel olarak düzenlenir. Burada bilinmesi gereken, geçirilecek olan ameliyat türüne ve ameliyatın yaratacağı ağrı şiddetine göre hastanın ağrı tedavisi mutlaka yapılacağıdır. Ancak uygulanacak olan ağrı kesici tedavinin uygulanma şekline (ağrı kontrol cihazı, kas içine, damar yolu ile) doktor karar verecektir. Ağrı kesmek için kullanılan ilaçlar ve dozları ameliyat tipi, yeri, yaş ve diğer bir takım faktörlere göre değişkenlik gösterir. Anestezi doktoru bunları bilir ve hastaya göre tedaviyi planlar.
Hocam sigaranın insan sağlığının en büyük düşmanı olduğu yıllardır bilinen bir gerçek. Sigara içenlerin anestezi sırasında ve sonrasında yaşadıkları sorunlar nelerdir?
Anestezi doktoru hastanın sigara tiryakisi olmasından hoşlanmaz. Sigara içen hastalar anestezi sırasında ve özellikle anestezi sonrasında uyanma döneminde birtakım sorunlar yaşar ve bu sorunları anestezistlerine de yaşatırlar, ancak bu yaşananları kendileri pek hatırlamadığı için ameliyattan sonraki hayatlarında da sigara içmeye devam ederler. Sigara bağımlılığının önemli bir sorun olduğunu ve başa çıkılmasının da kolay olmadığını kabul ederek hastalara önerimiz şu olabilir; ameliyat öncesi dönemde elden geldiği kadar içilen sıgara miktarını azaltmak, yapılabiliyorsa bırakmak. Bizim sıkça karşılaştığımız tecrübemiz ise; ameliyat gibi ciddi durumlarla karşılaşan hastalar için sigarayı bırakmak, çoğunlukla önemli ve başarıyla sonuçlanan bir karar olmaktadır.
Son yılların popüler tedavisi hasta kontrollü analjezi (PCA: patient controlled analgesia) nedir?
Günümüz teknolojisinde ameliyat sonrası ağrı tedavisinde artık hastaların da kendilerine ilaç uygulayabilecekleri güvenli sistemler geliştirilmiştir. Hastalar bir düğmeye basarak ayarlanmış dozda ağrı kesici ilaçları venöz yoldan (damardan) veya epidural kateterden kendi kendilerine uygulayabilmektedirler.
Bazı hastalar ağrıları olduğu halde sık sık düğmeye basmaktan kaçınıyorlar. Bu PCA güvenli midir?
PCA son derece güvenli bir uygulamadır. Anestezi doktorunun ayarladığı miktardan fazlası hasta düğmeye bassa bile hastaya gitmemektedir.
Peki hastanedeki tedavisi tamamlanan ve artık taburcu olan bir hastanın bundan sonraki dönemde ağrı tedavisi nasıl olur?
Hastaneden taburcu olurken akut ameliyat sonrası ağrı dönemi sağlıklı bir şekilde atlatılmış olduğundan, hem hastanın ağrı düzeyi belirli sınırın altında olacak hem de ileriki dönemler için kronik bir ağrı hassasiyeti yaşama riskini de atlatmış olacaktır. Gerekli görüldüğü takdirde ameliyat sonrası dönemde ağızdan alınabilen ilaçlarla evdeki ağrı tedavisi planı da tarafımızdan ayarlanabilir. Sonuç olarak ağrı çekmek bir kader değildir, sizin ve anestezistinizin seçimidir. Sağlıklı ve ağrısız bir yaşam diliyorum.
KISACA NECATİ ÇANAKÇI
Prof. Dr. Necati Çanakçı, 1956 Balıkesir doğumludur. 1979 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olup, aynı fakültede Anesteziyoloji ve Reanimasyon dalında ihtisas yapmıştır. 2000 yılında Profesör olan Dr. Çanakçı’nın, ağrı biliminde önemli çalışmaları ve uygulamaları bulunmaktadır. 2007 yılından bu yana Özel TOBB ETÜ Hastanesi Başhekimliği görevini sürdürmektedir.
15 Mart 2013 Hürriyet Gazetesi