“TOBB ETÜ Tıp Fakültesi Hastanesi, Göz Hastalıkları Bölümü, göz ve görme sağlığımızı korumak ve göz hastalıklarının tanı, tedavi, izlem ve rehabilitasyonuna yönelik olarak en ileri teknolojik olanakları kullanarak hizmet vermektedir. Bölümümüzde her yaş grubu için tüm kırma kusurlarının ve diğer göz hastalıklarının tanı ve tedavileri yapılmaktadır.”
Göz bölümü, gözlerin yapısı, işlevi ve görme yeteneği ile ilgili çeşitli bozuklukları kapsayan bir tıp dalıdır. Göz, insan vücudunun en önemli organlarından biridir ve görme, çevremizi algılamamızda kritik bir rol oynar. Göz hastalıkları çeşitleri, doğuştan gelen anomalilerden, yaşa bağlı değişikliklere, enfeksiyonlardan, travmalara ve sistemik hastalıklara kadar geniş bir yelpazeyi içerir.
1. Refraksiyon Bozuklukları: Bu tür bozukluklar, gözün ışığı doğru bir şekilde odaklayamaması sonucu ortaya çıkar. En yaygın refraksiyon bozuklukları arasında miyopi (uzağı görememe), hipermetropi (yakını görememe) ve astigmatizma bulunur. Bu durumlar genellikle gözlük veya kontakt lens ile düzeltilir.
2. Katarakt: Göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi sonucu oluşan bu hastalık, genellikle yaşlanma ile ilişkilidir. Katarakt, görme kaybına yol açabilir ve cerrahi müdahale ile tedavi edilebilir.
3. Glokom: Göz içi basıncının artması sonucu meydana gelen bu hastalık, görme sinirine zarar vererek kalıcı görme kaybına neden olabilir. Glokom, genellikle belirti vermeden ilerler, bu nedenle düzenli göz muayeneleri önemlidir.
4. Makula Dejenerasyonu: Özellikle yaşlı bireylerde görülen bu durum, merkezi görmeyi etkileyen bir hastalıktır. Makula, gözün arka kısmında bulunan ve net görmeyi sağlayan bir bölgedir. Makula dejenerasyonu, görme kaybına yol açabilir.
5. Diabetik Retinopati: Diyabet hastalarında görülen bu durum, yüksek kan şekeri seviyelerinin göz damarlarına zarar vermesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Diyabetik Retinopatinin erken teşhis ve tedavisi, görme merkezindeki hasarı ve görme kaybını önlemek için kritik öneme sahiptir.
6. Göz Enfeksiyonları: Konjonktivit (göz nezlesi), keratit (kornea iltihabı)
en yaygın göz hastalıkları içerisinde yer alır.
Göz polikliniği; göz hastalıklarının doğru bir şekilde teşhis edilmesi, hastaların tedavi süreçlerinin etkinliği açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda, göz muayenesi sırasında kullanılan çeşitli tanı yöntemleri, göz sağlığının değerlendirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır.
Birinci aşamada, hassas otorefraktometre ve keratometre gibi gelişmiş cihazlar kullanılarak gözün optik özellikleri detaylı bir şekilde ölçülmektedir. Otorefraktometre, gözün kırma kusurlarını otomatik olarak belirleyen bir cihazdır. Bu cihaz, gözün arka kısmındaki retinaya düşen ışığın nasıl kırıldığını analiz ederek, miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi görme bozukluklarını tespit eder.
Keratometre ise, korneanın (gözün ön yüzeyinin) eğrilik ölçümlerini yaparak, kornea yüzeyinin şekli hakkında bilgi verir. Bu ölçümler, özellikle astigmatizma gibi durumların değerlendirilmesinde oldukça faydalıdır. Korneanın eğriliği, gözlük veya kontakt lens reçetesi yazımında önemli bir faktördür.
Bu ölçümlerin ardından, subjektif görme muayenesi teknikleri devreye girer. Bu aşamada, hastaya çeşitli lensler sunularak hangi lensin daha net bir görüş sağladığı sorulur. Bu süreç, hastanın görme konforunu ve netliğini artırmak amacıyla yapılır. Subjektif muayene, hastanın kendi algılarına dayandığı için, gözlük numaralarının daha doğru bir şekilde saptanmasına olanak tanır.
Göz hastalıklarının tanısında kullanılan hassas otorefraktometre ve keratometre ölçümleri ile subjektif görme muayenesi teknikleri, gözlük numaralarının kusursuz bir şekilde belirlenmesini sağlar. Bu yöntemler, hastaların görme kalitesini artırmak ve göz sağlığını korumak için kritik öneme sahiptir. Göz hastalıklarının erken teşhisi ve doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması, bireylerin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen önemli bir faktördür.
Hassas otorefraktometre-keratometre ölçümleri yaparak subjektif görme muayenesi teknikleri yardımıyla gözlük numaraları kusursuz saptanmaktadır.Miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi kırma kusurlarının tedavisinde yumuşak veya sert kontakt lens uygulamaları da yapılmaktadır.
Hastanemizde doğan term (vaktinde doğan) bebeklerin ilk göz muayenesi, ilk 3 ay içinde çocuk doktorunun yönlendirmesi ile yapılmaktadır. Bu ilk muayenede göz kapakları, göz çevresi ve gözler anatomik olarak değerlendirilir. Bebeğin yaşına (hafta/ay/yıl) göre görme düzeyi tercihli bakış kartları ve gerektiğinde ileri yöntemlerle muayene edilir. Gerektiğinde göz tansiyonu ölçülür.
Bebek; gözlük ihtiyacı, şaşılık, göz tembelliği ve serebral görme bozuklukları (SGB-CVI) açısından değerlendirilir. Bebeklere özel cihazlarla, gözün tüm tabakaları kontrol edilir ve herhangi bir yapısal anormallik veya hastalık olup olmadığı incelenir.
Bu ilk muayenede bir problem olmadığı sürece en azından 1-1.5 yaş arası, 3. yaş, 5. yaş ve okul çağından itibaren düzenli her yıl göz muayenesi önerilmektedir. Bebeğin kendisinde veya ailesinde bir göz rahatsızlığı olması durumunda daha sık kontroller yapılır.
Bu göz muayenelerinin amacı, gözlük ihtiyacının değerlendirilmesi, şaşılık ve göz tembelliği riskinin değerlendirilmesi, gözde kornea anormallikleri, katarakt, glokom, retinoblastom, retina ve optik disk bozuklukları gibi durumların erken tespit edilmesi ve erken tedavilerinin yapılmasıdır.
Erken doğan bebeklerde görülen ve körlükle sonuçlanma riski olan bir retina hastalığıdır. Ülkemizde yapılan çalışmaların sonuçlarına göre, 34 haftadan daha küçük doğum haftasında ve/veya 1700 gramın altında doğan, ya da daha büyük doğmasına rağmen bebeğin genel durumuna ve gelişimine bağlı nedenlerle çocuk doktoru tarafından ROP açısından riskli görülen tüm bebeklere 4 haftalık olduklarında ilk ROP muayenesi yapılması gerekir. Retina damar gelişiminin durumuna göre bebeğin retina damar gelişimi tamamlanana kadar takibe devam edilmelidir. Bu takip aralıkları bebeğin gözünde ROP hastalığı olup olmamasına göre belirlenir. ROP hastalığı olan bebeklerde hastalığın şiddetine göre muayene sıklığı haftada 2 kez ile 2 haftada bir kez arasında değişir. ROP hastalığı olmayan bebekler, göz gelişim durumuna göre retina gelişimleri tamamlanana dek 1-3 hafta aralıklarla takip edilir. Kliniğimizde ROP muayenesi, bebekler için ayrılmış alanda uzman kadromuzca yapılmaktadır.
Göz hareketlerinin paralelliğinin bozulması sonucu gözlerin farklı yönlere bakması durumuna göz kayması veya şaşılık denir. Kaymalar gizli, ara ara veya devamlı olabileceği gibi özellikle çocukluk dönemi şaşılıklarına göz tembelliği de eşlik etmektedir. Kliniğimizde çocukluk dönemindeki şaşılık ve göz tembelliği yanı sıra erişkin dönemde gelişen kas paralizisine bağlı şaşılık teşhis ve tedavisi yapılmaktadır. Tedavi yöntemleri olarak; monofokal ve bifokal gözlük, prizma ilaveli gözlük, göz tembelliği tedavisi ve şaşılık cerrahileri uygulanmaktadır.
Yaşlanmaya bağlı olarak üst göz kapağı cildinde sarkmalar ve alt göz kapağında ise torbalanmalar gelişmektedir. Ayrıca göz kapaklarında çocukluk döneminde doğumsal, ileri yaşlarda ise yaşa bağlı olarak düşüklük (pitozis) görülebilir. Kapak şekil bozuklukları; içe dönme (entropiyum) ve dışa dönme (ektropiyum) ve bu duruma bağlı kirpik dönmeleri (trikizis) şeklinde gelişebilmektedir. Göz kapağı ve ilişkili bu patolojilerinin hepsinde tek tedavi cerrahidir. Göz kapağında gelişen şalazyon, kapak ve çevresindeki iyi huylu kitlelerin alınması diğer uygulanan cerrahilerdir.
Ağrılı ve görmesi olmayan gözlerde siklokriyopeksi tedavisi yanı sıra göz küresinin iç kısmının alınarak dış kabuğunun korunduğu evisserasyon cerrahisi yapılmaktadır. Göz kapaklarının istemsiz kasılması (Blefarospazm) tedavisi için botoks enjeksiyonları yapılmaktadır. Çocuklarda gözyaşı kanal tıkanıklığı takip ve tedavisi, yetişkin dönemde göz yaşı tıkanıklığı cerrahisi (dakriyosistorinositomi) kliniğimizde yapılan göz yaşı yolları ilişkili cerrahilerdir.
Katarakt, göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi ve buna bağlı olarak görmenin azalması ile sonuçlanan göz problemleridir. Kataraktların % 90’ı yaşa bağlı ortaya çıkar. Travma, sistemik hastalıklar, üveit vb. göz hastalıkları, steroid vb. ilaçların kullanımına bağlı katarakt gelişimi de gözlenebilmektedir.
Göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşması sonucu oluşan katarakt hastalığının tek tedavisi ameliyattır. TOBB ETÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları bölümünde fakoemülsifikasyon katarakt cerrahisi yöntemiyle hasta iğnesiz, narkozsuz, ağrısız yapılan ameliyatın ardından aynı gün içerisinde hastaneden taburcu edilmektedir. Katarakt ameliyatı sırasında gözün içine yerleştirilen çeşitli göz içi mercekler- Premium lensler-akıllı göz içi lensleri sayesinde miyop-hipermetrop-astigmat rahatsızlıklarının da tedavisi gerçekleştirilmektedir.
Keratokonus hastalığı kornea denilen gözün en önündeki saat camı gibi olan saydam kırıcı tabakanın incelmesi ve sivrileşmesiyle karakterize ilerleyici miyop ve astigmatizma gelişimi ile sonuçlanan bir hastalıktır. Hastalık onlu yaşlardan itibaren ergenlik döneminde başlar ve ilerleme eğilimi gösterir. 40’lı yaşlardan sonra ilerleme genellikle durur. Kliniğimizde keratokonusun erken tanısıyla ilerlemesini önleyici tedaviler ve görme seviyesini netleştirmeye yönelik gözlük ve kontakt lens uygulamaları yanı sıra ilerlemeyi durdurmak için korneal çapraz bağlama (CCL:Corneal Cross-Linking) ve kornea içi halka implantasyonu ameliyatları uygulanmaktadır.
“Göz Tansiyonu” olarak bilinen glokom, göz içi basıncının sıklıkla yükselmesi nedeniyle görme sinirinin zarar görmesidir. Kendini hastalığın en son aşamalarında fark ettiren sinsi bir hastalık olan glokom, geç tanı konulduğunda görme sinirinde onarılması mümkün olmayan ciddi tahribatlar oluşturabilmektedir. Göz içi basıncı normalden yüksek olan kişilerde, ailesinde glokom olanlarda ve 40 yaşın üzerindeki bireylerde glokom göz tansiyonu gelişme riski daha yüksek olduğu için daha sık kontroller gerekmektedir.
Kliniğimizde glokom tanı ve takibinde pnömotometre, applanasyon tonometri ve tonopen ile göz içi basınç (GİB) ölçümü, kornea kalınlığı (Pakimetrik) ölçümü, Bilgisayarlı görme alanı ölçümü (Perimetri- Humphrey Visual Field Analyzer-Zeiss), Optik sinir başı ve retina sinir lifi ölçümü (Spectral-Domain Optical Coherence Tomography, Heidelberg Engineering) yapılmaktadır.
Glokom tedavisinde amaç hastanın görmesini ömür boyu korumaktır. Göz tansiyonu tedavisine öncelikle medikal tedavi ile başlanır, harabiyetin devam etmesi halinde lazer veya cerrahi tedavi uygulanır.
Retina, gözün arka iç duvarını kaplayan ve ışığa duyarlı görme hücrelerinden oluşan ağ tabakadır. Retina santralinde ışığın odaklandığı ve merkez görmeyi sağlayan hassas bölgeye makula veya sarı nokta denir.
Diyabet ya da Hipertansiyona bağlı olarak gelişen retina damar hastalıkları en sık görme kaybı nedenlerindendir. Retinadaki kanama ya da görme noktasındaki ödem görme kaybından sorumludur. Tedavide lazer fotokoagülasyon ya da göz içi enjeksiyonlar uygulanmaktadır.
Sarı nokta hastalığı veya yaşa başlı makula dejenerasyonu hastalığı görme noktasında sıvı gelişimi ile merkezi görmeyi etkilemektedir. Kuru tip makula dejeneresansında medikal olarak koruyucu tedavi uygulanmaktadır. Koruyucu veya ilerlemeyi durdurmak için tedavide anti-oksidan A, C, E vitaminleri, lutein, çinko, xanthin, zeoxanthin, resveratrol vb. içeren takviye edici ilaçlar kullanılır. Yaş tip maküla dejenerasyonunda ise göz içi enjeksiyonlar yapılır, bazı durumlarda laser ve fotodinamik tedavi uygulanmaktadır.
Kliniğimizde retina hastalıklarının tanı ve takibi; detaylı göz dibi muayenesi, Optik koherens Tomografi (Spectral-Domain Optical Coherence Tomography Heidelberg Engineering), Fundus otofloresans görüntüleme, Fundus floresein anjiografi, Renkli fundus fotoğrafı ve göz ultrasonografisi ile yapılmaktadır.
“Az görme”, kişinin günlük yaşam aktivitelerini engelleyecek düzeyde görme kaybı olması ve görme düzeyinin gözlük, kontakt lens ve diğer tıbbi ve cerrahi tedavilere rağmen istenilen düzeye çıkarılamaması durumudur. Görme re/habilitasyonu hizmetleri, görme yetisi kaybı nedeni ile yaşamında güçlük yaşayan tüm kişileri kapsamalıdır. Yaşlı nüfusun artması ve erken doğan ve/veya serebral sağlık sorunları olan bebeklerin yaşam oranlarının artması nedeni ile görme yetisi kaybı olan kişilerin sayısı tüm toplumlarda artmaktadır.
Az görmeye sebep olan hastalıklar yaş gruplarına göre değişmektedir. Üç yaş altı bebeklerde en sık karşımıza çıkan nedenler serebral görme bozuklukları (SGB: beyinden kaynaklanan görme bozuklukları), prematüre retinopatisi (ROP) ve doğuştan kataraktlardır. Çocukluk çağında, albinizm, kalıtsal retina hastalıkları, serebral görme bozuklukları ilk sıralarda yer alırken, yetişkin yaş grubunda yaşa bağlı maküla dejenerasyonu, diyabete bağlı görme sorunları, retinitis pigmentosa ve stargardt hastalığı gibi kalıtsal göz hastalıkları en sık görme azlığı nedenleridir.
“Az görme”, körlük değildir ve az görme rehabilitasyonu yöntemleri ile kişinin görme duyusunu en işlevsel şekilde kullanabilmesi ve yaşam kalitesinin arttırılması hedeflenmektedir. Amaç, az gören kişinin okulda, iş yaşamında ve sosyal hayatta görme azlığı nedeni ile yaşadığı güçlüklerin, az görmeye yardımcı cihazlar ve görme rehabilitasyonu yöntemleri ile azaltılması, mümkünse ortadan kaldırılmasıdır. Bu yöntemler arasında, özel camlı yakın gözlükler, özellikli büyüteçler, teleskopik gözlükler, prizmatik gözlükler, sakkadik bakış eğitimleri, ekzantrik fiksasyon eğitimleri, elektrooptik sistemler, dijital uygulamalar, yapay zeka uygulamaları, akıllı baston-akıllı gözlük gibi giyilebilir teknoloji, özellikle bebekler ve çocuklarda uygulanan görsel stimulus ve görsel algılama terapileri sayılabilir. Hastanemizde bebeklik çağından geriatrik yaş grubuna dek tüm yaş grupları için az görme rehabilitasyonu uygulanmaktadır.
Yılların tecrübesine sahip doktorlarımız, son teknolojik ekipmanlarımız ve modern hastanemizle sizlere en güvenilir ve en kaliteli sağlık hizmetini vadediyoruz.