“Enfeksiyon hastalıkları bölümü, enfeksiyonların neden olduğu hastalıkları inceleyen bir bilim dalıdır. Bu hastalıklar bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitlerden kaynaklanır.”
Klinik, mikrobiyolojik, serolojik ve radyolojik özellikleri değerlendirir. Bu sayede hastalıkların teşhis ve tedavisini yapar. Tedavi yanında koruyucu sağlık hizmetlerinde de önemli bir yeri vardır.
Bulaşıcı hastalıklar bölümü veya Enfeksiyon hastalıkları neye bakar? Dünyada ve ülkemizde ateşi olan hastaların yaklaşık yarıya yakını enfeksiyon hastalığıdır. Daha sonra romatolojik hastalıklar, kanserler ve diğer hastalıklar yer alır.
Enfeksiyonlara neden olan mikroorganizmalar, sadece hastada hastalık yapmaz değil, çevresindeki insanlara da bulaşarak hastalığın yayılmasına neden olur. Dolayısıyla enfeksiyonların tedavisi yanında sağlıklı olan bireyleri de korumak görevimizdir.
Diyabet, kalp, akciğer hastalıkları veya bağışıklığı baskılayan ilaç kullanan sağlıklı kişiler için aşılar önemlidir. Grip, zatürre, menenjit ve zona aşıları yapılmalıdır. Ayrıca, sağlıklı kişilere koruyucu antimikrobiyal ilaç, aşı ve serumlar vermek de bizim görevimizdir. Bu, enfeksiyon hastalıkları hastanesi (enfeksiyon hastanesi), enfeksiyon polikliniği ve enfeksiyon hastalıkları uzmanları için önemlidir.
» Santral sinir sistemi enfeksiyonları
» Baş ve boyun enfeksiyonları
» Kalp ve Akciğer enfeksiyonları
» Gastrointestinal enfeksiyonlar
» Genital ve Üriner sistem enfeksiyonları
» Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları
» Kemik ve eklem enfeksiyonları
Son zamanlarda pandemiye bağlı olarak görülen Covid hastalığı, Grip, Üst solunum yolunun diğer viral hastalıkları, A grubu beta hemolitik streptokokların yaptığı tonsilit ve farenjit, üst solunum yolunda sinüzit ve otit gibi hastalıkların teşhis ve tedavisi özellikle mevsimsel olarak sonbahar, kış ve ilkbaharda toplumun hemen hemen tamamını etkilemektedir.
Ateş ve öksürükle seyreden zatürre ve tüberküloz gibi akciğer enfeksiyonları, endokardit veya perikardit gibi kalbi tutan enfeksiyonlar, en tehlikeli enfeksiyon hastalıkları olarak özel önem göstermektedir.
Çoğunlukla yazın, dizanteriler, kolera besin zehirlenmeleri gibi barsak enfeksiyonları önemli hastalıklardandır. Ayrıca su ve besinlerle bulaşan Tifo hastalığı da ülkemizde yazın dikkat edilmesi gereken yaygın hastalıklardandır. Kırsalda veya az pişmiş sütten yapılan peynir ve kremalar ile bulaşan özellikle ateş, terleme ve eklem ağrısı ile seyreden Bruselloz hastalığı da ülkemize sıklıkla karşılaştığımız hastalıklardandır.
Ülkemizde Nisan-Ekim döneminde kene tutunmasına bağlı olarak gelişen Kırım Kongo veya Lyme hastalığı da önemli bulaşıcı hastalıklardandır.
Kan, vücut sıvıları ve cinsel yolla bulaşan AIDS, Üriner ve genital sistemi ilgilendiren üretrit, sistit, pyelonefrit, böbrek absesi, prostatit ve kadın genital organlarını tutan enfeksiyonların teşhis ve tedavisi yapılmaktadır.
Deri ve yumuşak dokuyu tutan selülit, erizipel veya kemik ve eklemlerde osteomiyelit, artrit gibi enfeksiyonlar da uzmanlık alanımızın uğraştığı konulardır.
Tüm bu hastalıklarda alınan örneklerde bakteriyi üreterek veya virüsü tespit ederek bazen de alınan kanda serolojik olarak mikroorganizmayı tespit edip etkene yönelik tedavinin yapılması çok değerlidir.
Özellikle ameliyat sonrası gelişen sağlık bakımı ile ilişkili enfeksiyonlar, yoğun bakımda ve yaşlılık ile gelişen enfeksiyonların tedavisi de Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanlığını ilgilendiren durumlardır.
Ayrıca seyahate bağlı gelişen birçok mikrobik hastalıkların teşhis ve tedavisi de yapılmaktadır.
Enfeksiyona neden olan etkene yönelik oral veye damar yolu ile antibakteriyel, antiviral, antifungal ve antiparaziter ilaçlar kullanılır. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı, mikrobiyolojik yöntemleri kullanarak etkene yönelik tedaviyi esas kılar.
Tedavi için antibiyotik kullanırken, bazen sepsis veya menenjit gibi ciddi durumlar ortaya çıkar. Bu durumlarda, etkenin sonucu beklenir. Ayrıca, kültür almanın uygun olmadığı sinüzit hastalığında, klinik ve laboratuvar sonuçlarına göre hastaya antibiyotik başlanır. Bu tedaviye ampirik tedavi diyoruz, beklenildiği durumlarda hastanın durumunun kötüleşeceği durumlarda uyguluyoruz.
Antibiyotik kullanımı dünyada ve ülkemizde % 50 oranında gereksiz uygulanmaktadır.
Mevsim geçişlerinde ve kış aylarında üst solunum yolunun enfeksiyonları toplumun önemli bir kesimini etkilemektedir. Risk grubunda olan kişilere (Yaşlı, diyabet, astım veya kronik akciğer, karaciğer, böbrek hastalığı, 5 yaşın altındaki çocuklar gibi) grib tanısı konulduğunda 48 saat içinde antiviral tedavi başlanmalıdır.
Farenjit ve tonsillit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları % 80-90 virüslerle oluşmaktadır ve maalesef bunlarda gereksiz antibiyotik başlanmaktadır. Doğrusu kültür sonucuna veya antijen testi sonucuna göre antibiyotik verilmesidir.
Koruyucu amaçlı olarak da antimikrobik ilaçlar kullanılmaktadır. Bunlardan bir tanesi ameliyat olacak olan hastalarda ameliyat öncesi antibiyotik profilaksisi uygulanmasıdır. Hastanemizde bu konuda tüm hekimlerimizde cerrahi antibiyotik profilaksi farkındalığı oluşmuş ve gereksiz antibiyotik profilaksisi verilmemektedir. Diğeri ise bazı bulaşıcı hastalıklarda sıtma, menenjit, tüberküloz gibi hastalıklardan korumak için sağlıklı kişilere profilaksi uygulanmaktadır.
Bazen cinsel yolla bulaşan hastalıklara maruz kalındığında, antiviral tedavi veya immünglobulin tedavisi uygulanır.
Gerekli durumlarda antitoksik serum tedavisi (Tetanoz serumu vb) uygulanabilir, ancak son 10 yıldır böyle bir vaka görülmemiştir. Kuduz şüpheli ısırıklarda kuduz aşısı ve serumu, TC Sağlık Bakanlığının belirlediği merkezlerde 24 saat yapılmaktadır.
Antibiyotik dışı sıvı ve elektrolitler, steroid ve antipiretik ilaçlar destek tedavisi olarak gerekli olduğunda uygulanmaktadır.
Yılların tecrübesine sahip doktorlarımız, son teknolojik ekipmanlarımız ve modern hastanemizle sizlere en güvenilir ve en kaliteli sağlık hizmetini vadediyoruz.