“Algoloji ya da ağrı bilimi, ağrının nedenlerini araştıran ve kaynağını tanımlayarak tedavi etmeyi hedefleyen bir bilim dalıdır.“
Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı’na göre ağrı, hoş olmayan bir duygusal ve duyusal deneyimdir. Bu deneyim, doku hasarı ile ilişkilidir. Ağrı, var olan veya olası doku hasarı ile tanımlanabilir.
Ağrı, günlük yaşamda en sık görülen yakınmaların başında gelir. Hemen hemen herkes hayatında bir kez de olsa ağrı deneyimi yaşamıştır.
Ağrı vücutta bir şeylerin yolunda gitmediğini size haber veren bir sinyaldir. Bu sinyal bazen önemsiz bir durumu, bazen de ciddi bir hastalığı gösterebilir. Örneğin, hafif baş ağrısı ya da kanser ağrısı gibi.
Ağrı aslında bizim bütün yaşantımızı, yaşamımızı içeren bütün özellikleri kapsamaktadır. Ağrı vücudumuzun herhangi bir yerinde oluşan hasar, tahribattan kaynaklanıyor olabilir. Bu bizim doktora gitmemizi sağlayan önemli bir uyarandır.
Diğer taraftan, ağrı geçmişte yaşananlarla doğrudan bağlantılıdır. İnsanların kültürel özellikleri, yaşam biçimleri ve çevreleri de ağrıyı etkiler. Ayrıca, eğitim durumu, cinsiyet, dil, din ve diğer inançlar da önemlidir.
Ağrı, baş dönmesi, halsizlik ve yürümede zorlanma gibi fiziksel belirtilerle birlikte gelir. Ayrıca öfke, depresyon veya sinirlilik gibi duygusal belirtiler de gösterebilir.
Algoloji, yani ağrı bölümü, her türlü kronik ağrıyı ve nedeni bilinmeyen şiddetli ağrıları tanır ve tedavi eder. Bu bir geleneksel veya tamamlayıcı tıp yöntemi değildir. Algoloji daha çok kronik ağrılara yönelik uygulamalar yapar. Özetlersek algolojinin baktığı hastalıkları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Migren, küme baş ağrısı, gerilim tipi baş ağrısı, oksipital nevralji
Nevraljiler arasında trigeminal nevralji, zona hastalığına bağlı nevralji ve şeker hastalığına bağlı ağrılar vardır. Ayrıca fantom-hayalet uzuv ağrısı ve kompleks bölgesel ağrı sendromu da bulunur.
Boyun fıtığı-sinir sıkışması, kireçleme, travma sonrası boyun ağrıları
Bel fıtığı, dejeneratif disk hastalığı ve piriformis kası ile ilgili ağrılar sık görülür. Başarısız bel cerrahisi de ağrıya neden olabilir. Sakroiliak eklem ağrıları ve faset sendromu da önemli sorunlardır.
Endometriozis, rektum kanseri, kuyruk sokumu ağrıları
Akciğer, yemek borusu, mide, karaciğer, pankreas, ince ve kalın bağırsak
Osteoartrit, romatoid artrit, gut, ankilozan spondilit, osteoporoz ilişkili ağrılar
Algoloji uzmanı, yani ağrı uzmanı, özel bir eğitim aldıktan sonra bu unvanı kazanır. Bu doktorlar, ağrı tedavisi ile ilgilenir. Ülkemizde anesteziyoloji ve reanimasyon, nöroloji ile fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanları, yan dal sınavını kazanır. Bu uzmanlık unvanını almak için 2 yıllık bir eğitim sürecinden geçmeleri gerekir.
Algoloji uzmanı, ağrı kaynaklarını ve nedenlerini inceler. Hastanın genel durumu, ağrı yeri, şiddeti ve türü dikkate alınarak tedavi uygular. Algoloji doktoru daha çok uzamış yani kronikleşmiş ağrı ve tedavisinde uzmanlaşmış kişilerdir.
Dikkatli bir anamnez almak, yani hastanın hikayesini ve şikayetlerini detaylı kaydetmek, tıbbi tanı sürecinin en önemli adımlarındandır. Anamnez, hastanın sağlık durumu ve geçmişteki hastalıklarını içerir. Ayrıca, aile sağlık geçmişi, yaşam tarzı ve çevresel faktörler de önemlidir.
Bu bilgiler, doktorun hastanın durumunu daha iyi anlamasına ve doğru bir tanı koymasına yardımcı olur. Örneğin, hastanın ağrı, yorgunluk veya fonksiyon kaybı gibi şikayetleri varsa, bu durumlar önemlidir. Bu belirtiler, hastalığın seyrini ve olası nedenlerini anlamamıza yardımcı olur.
Hastanın muayenesi de tanı koyma sürecinde önemli bir rol oynar. Fiziksel muayene, doktorun hastanın genel sağlık durumunu değerlendirmesine, belirli bölgelerdeki hassasiyetleri veya anormallikleri tespit etmesine olanak tanır.
Muayene sırasında doktor, hastanın vital bulgularını kontrol eder. Bu bulgular nabız, tansiyon ve solunum hızı gibi değerleri içerir.
Doktor, fiziksel bulguları değerlendirir. Gerekirse, daha ileri tetkiklerin yapılmasını isteyebilir.
Doktor, hastanın durumunu daha iyi değerlendirmek için çeşitli tanı yöntemlerine başvurabilir. Röntgen filmleri, iç organlar ve kemiklerin görüntülenmesi için kullanılır. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ise yumuşak dokuları detaylı incelemeye olanak tanır.
Bilgisayarlı tomografi (BT) ise, vücudun kesitsel görüntülerini elde ederek daha karmaşık yapıları değerlendirmeye yardımcı olur. Elektromiyografi (EMG) ise kasların ve sinirlerin elektriksel aktivitesini ölçerek, nöromüsküler hastalıkların tanısında önemli bir rol oynar.
Bu tetkikler, hastanın durumunu daha iyi anlamak ve doğru bir tanı koymak için gerekli olan verileri sağlar. Sonuç olarak, dikkatli bir anamnez ve iyi bir muayene çok önemlidir. Bu, hastanın sağlık sorunlarını doğru değerlendirmeye ve tedavi planı yapmaya yardımcı olur.
Algoloji tedavisi için, ağrınızın nedeni bulunamıyorsa veya etkin tedavi alamıyorsanız mutlaka algoloji (ağrı) uzmanına başvurmanız tavsiye edilir. Algoloji polikliniklerinde 7’den 70’e hastaların her türlü ağrılarının tedavisi yapılmaktadır.
Ağrı uzmanları ağrı polikliniğinde ağrı nedenini araştırır, öncelikli olarak ilaç tedavisi uygularlar. Bu ilaçlar sadece ağrı uzmanları tarafından reçete edilebilen özel etken maddeler içermektedir.
İlaç tedavisinden fayda görmeyen hastalara yine ağrı uzmanları tarafından ağrı yerine, karakterine göre girişimsel tedaviler yapılmaktadır. Bu işlemler sinir blokları, radyofrekans ablasyon, eklem içi ilaç enjeksiyonlarını içermektedir.
Girişimsel algolojik tedaviler genel anestezi (narkoz) olmadan, lokal anestezi ile yapılan ve düşük riskli işlemler olarak uygulanmaktadır. İşlemler ameliyathane odasında, steril şartlar sağlanarak, lokal anestezi altında, floroskopi veya ultrason eşliğinde yapılmaktadır. İşlem sonrası hastanın ağrılarında ciddi bir şekilde azalma görülür ve hasta aynı gün evine gidebilir.
Unutmayın, kronik ağrı sadece fiziksel bir acı değildir. Aynı zamanda kişinin psikolojik durumunu da etkileyebilir. Bu durum, sağlığında kalıcı izler bırakabilir. Nedeni ne olursa olsun etkin ağrı tedavisi her hastanın en doğal hakkıdır.
Algoloji polikliniğine en çok başvurma nedeni bel ve boyun fıtığı ve ona bağlı ağrılardır. Özellikle bel ve boyun fıtığı ameliyatı sonrası geçmeyen ağrı, algoloji fıtık tedavisi için sık bir başvuru nedenidir.
Algoloji bel fıtığı ve boyun ağrısında algolojik girişimsel işlemler yapabilir. Bu işlemler arasında epidural steroid enjeksiyonları, selektif sinir kök blokajları ve faset eklem radyofrekans ablasyonu vardır. Ayrıca disk içi radyofrekans ablasyon işlemleri de uygulanabilir. İnatçı, geçmeyen ağrılarda spinal kord stimülasyonu (ağrı pili) yöntemi ile etkin ağrı kontrolü sağlanabilmektedir.
Fıtıkla ilgili ağrılarda cerrahi tedavi genellikle tercih edilmez. Ancak, kuvvet kaybı, hissizlik, reflekslerde azalma veya omurgada stabilizasyon sorunları yoksa bu durum geçerlidir.
Algoloji tedavisi, ağrı yönetimi ve tedavisi üzerine odaklanan bir tıp dalıdır. Bu tedavi süreci, hastaların ağrı seviyelerini azaltmayı ve yaşam kalitelerini artırmayı amaçlar. Ancak, algoloji tedavisinin ardından hastaların karşılaşabileceği bir dizi önemli süreç bulunmaktadır.
Ağrı tedavisi sonrası ciddi bir süreçtir. Bu süreç, hastanın tedaviye yanıtına, tedavi yöntemlerine ve bireysel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Tedavi sonrası izleme, hastanın ağrı düzeyinin değerlendirilmesi ve tedaviye yönelik gerekli ayarlamaların yapılması açısından kritik öneme sahiptir.
Yılların tecrübesine sahip doktorlarımız, son teknolojik ekipmanlarımız ve modern hastanemizle sizlere en güvenilir ve en kaliteli sağlık hizmetini vadediyoruz.