Göğüs Ön Duvarı Şekil Bozuklukları (Kunduracı Göğsü, Güvercin Göğsü)

Göğüs ön duvarı şekil bozuklukları kabaca iki ana başlık altında incelenir: •Kunduracı göğsü (Göğüs ön duvarı içe doğru çöküktür.) •Güvercin göğsü (Göğüs ön duvarı dışa doğru çıkıktır.)


Göğüs Ön Duvarı Şekil Bozuklukları (Kunduracı Göğsü, Güvercin Göğsü)

Göğüs ön duvarı şekil bozuklukları kabaca iki ana başlık altında incelenir.

Kunduracı göğsü (Göğüs ön duvarı içe doğru çöküktür.)

Güvercin göğsü (Göğüs ön duvarı dışa doğru çıkıktır.)

Kunduracı göğüsü (Pectus excavatum) ve güvercin göğüsü (Pectus carinatum) en sık rastlanan kalıtsal göğüs ön duvarı şekil bozukluklarıdır. Toplumda %0,01-0,1 sıklıkta görülür.

Ülkemizde en sık batı Karadeniz bölgesinde rastlanmaktadır.

Kunduracı göğsü şekil bozukluğunda göğüs kafesi hacmi azalacağı için egzersiz kısıtlaması ve nefes darlığı oluşabilir. Bazı hastalarda kalbin yer değiştirmesine bağlı olarak kalp kapakçıklarında kaçaklar oluşabilir. Bu bulgular güvercingöğsü şekil bozukluğunda gözlenmez.

Göğüs ön duvarı şekil bozukluğuna yol açan sebepler tam olarak bilinmemektedir. Genetik faktörlerin rolü de muhtemel etyolojik faktörler arasında sayılmaktadır. Hastaların % 35 inin ailesinde Göğüs ön duvarı şekil bozukluğu öyküsü vardır.

Şekil Bozukluğu doğumdan itibaren belirgin olabilir veya doğumdan bir yıl sonra ortaya çıkar ve ilerleme eğilimi gösterir. Genellikle 7 – 9 yaşlarında stabil hale gelir. Olguların çoğunda çöküntü sternumun gövde kısmındadır ve derinlik ksifoid seviyesinde maksimum düzeydedir. Ksifoid çıkıntı rudimeter, sternum altında, ayrık, dönmüş ya da bir tarafa kaymış olabilir.

Kunduracı göğüsü (Pectus excavatum):

En sık rastlanan göğüs ön duvarı deformitesidir. Sternum (göğüs ön duvarı kemiği) ve kaburgalarda İçe doğru çöküntü vardır. Genellikle ilk iki kaburganın çöküntüye katılmaları nadirdir. Deformite santralize ya da asimetrik olabilir. Asimetrik olgularda çöküntü daha çok sağ tarafta görülür ve sternumun uzun ekseni etrafında sağa rotasyonu olaya eklenir. Bu tip deformitesi olan kızlarda sağ memenin diğerinden daha küçük oluşu görülebilir. Şiddetli pektus ekskavatum olgularında çöküntü çok derindir ve sternum omurgaya değebilir.

Pektus ekskavatum deformitesine genel popülasyonda 300 doğumda bir rastlanmaktadır. Erkek/kadın oranı 3/1’dir. Hastalığa bağlı semptomlar çocukluk döneminde ortaya çıkabilir.Semptomlar deformitenin derecesiyle ilgilidir, hafif deformiteler genellikle asemptomatiktir. Daha ileri deformitelerde eforla gelen göğüs ağrısı, çarpıntı, hareket kısıtlılığı görülebilir. En sık çabuk yorulma ile kendini belli eder. Mitral kapak prolapsusu bu olgularda semptomların sebebi olabilir ve olguların %15’inde görülür.

Pektus ekskavatumlu çocuklar genellikle ince ve yassı göğüslü, hafif kambur duran çocuklardır. Olguların dörtte birinde skolyoz mevcuttur. İleri derecede kunduracı göğüsü deformitesi olan hastalarda çoğunlukla kalp sola doğru yer değiştirmiştir.

Güvercin göğüsü (Pectus carinatum):

Pektus karinatum deformitesi göğüs ön duvarının öne doğru aşırı çıkıntılı olması durumudur. Pektus ekskavatum deformitesinden daha az oranda (beşte bir) görülmektedir. En sık görülen formu sternum gövdesinin alt kıkırdak kostalar ile simetrik protrüzyonudurdışa çıkıntı yapmasıdır. Erkeklerde kızlarda üç kat daha fazla görülmektedir. Genellikle çocukluk ve adölesan dönemde ortaya çıkar. Güvercin göğüsü olan hastaların ¼ ünde ailesel geçiş söz konusudur. Hastaların 1/5 inde skolyoz olaya eşlik eder.

Güvercin göğsü deformitesinde en sık olarak göğüs ünduvarı kemiği ve buna eşlik olarak kaburga kıkırdaklarıda etkilenmiştir. Bazen karışık tip şekil bozukluğu da olabilir. Genellikle şekil bozukluğu simetriktir bazı vakalarda ise asimetrik yerleşimlidir.

Göğüs ön duvarı şekil bozuklukları kişilerin normal yaşam sürelerini kısıtlamaz. Bu kişilerde psikolojik rahatsızlık bulunabilir. Kunduracı göğsü ve güvercin göğsü kardio-pulmoner, psikolojik ve kozmetik nedenlerden dolayı başarılı bir şekilde cerrahi ile düzeltilebilir. Bu deformitelerin düzeltilmesinde birçok teknikler kullanılmıştır.

Göğüs ön duvarı şekil bozukluklarının tedavisi ilk olarak 1911 yılında Meyer 1913 yılında Sauerbruch tarafından yapılmıştır. 1949 yılında Ravitch kendi geliştirdiği yöntemi kullanmıştır. Açık cerrahi olan bu yöntemin yeniden düzenlenmiş hali günümüzde kullanılmaktadır.

Bu yöntemde; Şekil bozukluğuna iştirak eden kaburga ve kıkırdaklar üzerini saran kılıfları sağlam olacak şekilde çıkkartılır. Şekli bozuk olan kıkırdaklar düzeltildikten sonra tekrar yerine konur üzeri dikiş ile kapatılır. Şekil bozukluğundan esas olarak etkilenen göğüs ön duvarı yassı kemiğine bir veya iki yerden kama kesi yapılır. Şekli düzeltildikten sonra Titanyum plak vida yada geri emilebilir plak vida ile tespit edilir. Göğüs ön duvarı kemiğinin alt ucundaki kıkırdakda şekli bozuk ise düzeltilir. Tüm bu işlemlerden sonra kemik ve kas tabakalerı aslına uygun olarak kapatılarak işleme son verilir. Bu yöntemin en iyi tarafı ameliyat tek seferde tamamlanmktadır. Kullanılan plak ve vidaların çıkarılmasına ihtiyaç duyulmaz. Hasta sonraki dönemdeki yaşamını konfor içinde sürdürür.

Son zamanlarda ülkemizde de yapılan Donald Nuss tarafından geliştirilen bir yöntem vardır. Bu yöntem kunduracı göğüsü için kullanılır.

Bu yöntemde; İşlem endoskopik olarak yapılır. Önceki yönteme göre daha kısa sürede yapılır. Bu yöntemde temel işlem şekil bozukluğu (çöküntü) olan yerin çelik bar yardımı ile barın döndürülerek kaldırılması ve çelik barın göğüs duvarına tespit edilmesidir. Konulan bu barın 2-4 yıl sonra çıkarılması gereklidir. Bunun için yeni bir ameliyat yapılması gerekir. Bazan bu bekleme süresi 4 yılı da aşabilir. Akciğerin sönmesi , akciğerde yırtık ve kanama ve daha önemlisi nadir de olsa kalp kasında hayatı tehdit eden yırtılmalara sebep olabilir.

Hastanemizde göğüs ön duvarı şekil bozuklukları bozukluk olan kısmın cerrahi olarak düzeltilmesi esasına dayanmaktadır. Hastalarımızdan yüz güldürücü sonuçlar elde etmekteyiz.

Ameliyatta titanyum ya da doku tarafından emilebilir plak ve vidalar kullanılmaktadır.

Titanyum plaklar kalıcıdır çıkarılması gerekmez. Bu sebepten ikinci bir ameliyata gerek yoktur. Emilebilir plaklar 6 ay sürede vücut tarafından geri emilmektedir. Ortalama hastanede yatış süresi 5 gündür.

Önerilen Yazılar

TOBB ETÜ Tıp Fakültesi Hastanesi