Tenisçi Dirseği (Lateral Epikondilit)

Lateral epikondilit veya tenisçi dirseği, dirsek ekleminin dış yüzünde ağrı, dokunma ile hassasiyet ve bazen ön kolda kuvvetsizlikle kendini gösteren dirseğin en sık karşılaşılan ağrılı durumlarından birisidir.

 


TENİSÇİ DİRSEĞİ (LATERAL EPİKONDİLİT)

Hastalar genellikle kavrama, yazma, ön kolu döndürme ve özellikle avuç içi yere bakacak şekilde kaldırma aktiviteleri ile dirseğin dış tarafından ön kol sırtına bazen ele kadar yayılan ağrıdan yakınırlar. Hastalık belirtileri bazen o kadar ciddi olabilir ki el sıkma, kahve kupası tutma, kavanoz kapağı açma, saç kurutma veya bir tencereyi kaldırma gibi basit günlük yaşam aktiviteleri sırasında bile şiddetli ağrı hissedilebilir.

Nasıl Meydana Gelir?

Tendonlar, kasları kemiklere bağlayan kuvvetli doku bantlarıdır. Lateral epikondilit, ortak ekstansör tendon’ olarak bilinen dirsek çevresindeki tendonlarla ilgili bir hastalıktır. Ekstensor tendonlar avuç içimiz yere bakarken el bileğimizi yukarı kaldırmaktan sorumlu olduğu için tenisçi dirseği genellikle tekrarlayıcı ve güç gerektiren el bileği-ön kol aktiviteleri sonrası ortaya çıkan bir aşırı kullanım yaralanması olarak kabul edilir. Tendonun aşırı kullanılması zamanla tendonda yaralanma, enflamasyon(iltihap), dejenerasyon(yapıda bozulma), yırtık (mikro yırtıklar, kısmi veya tam yırtıklar) ve hatta kalsifikasyona sebep olur. Tenisçi dirseği daha nadiren dirseğin dış yüzünde oluşan bir travma sonrası akut(ani) bir yaralanma olarakta ortaya çıkabilir. Enflamasyon ve ağrı, kasların ve tendonların kemiğe yapıştığı dirseğin dış kemik çıkıntısında ve çevresinde meydana gelir.

TENİSÇİ DİRSEĞİ (LATERAL EPİKONDİLİT)

En Sık Kimlerde Görülür?

Bu hastalık herhangi bir yaşta meydana gelebilirse de en sık 35-55 yaşları arasında görülmektedir. Cinsler arası bir farklılık gözlenmemiştir. En sık görülen dirsek ağrısı nedenlerinden biri olup toplumun %1-3’ü etkilenmektedir.Tekrarlayıcı ( günde en az iki saat süreyle) veya zorlu el bileği-ön kol aktiviteleri (20 kg’ın üstündeki ağır yüklerle ) yapmak, tekrarlayan vibrasyona maruz kalmak, tenis gibi bazı spor aktivitelerinin hızlı ve güçlü tekrarlayıcı performansları, bilgisayar kullanımı, kavrama, ağır kaldırma, sıkma gibi mesleki, sportif aktiviteler veya günlük yaşam aktiviteleri bu hastalık için risk faktörü gibi görünmektedir. Ağır işlerde çalışanlarda hafif işlerde çalışanlara göre tedaviye dirençli lateral epikondilit hastalığı daha fazla gelişmektedir.

Hastalığın Belirtileri Nelerdir?

1-Dirsek eklemi çevresinde ağrı

Hastalar genellikle dirseğin dış yüzünden ön kola yayılan ağrıdan yakınırlar. Bu ağrı aşağıya doğru ele ve yukarıya doğru omuza yayılabilir. Ağrı kuvvetli sıkma –kavrama ile artar, bazen sıkma gücü azalmış bulunur. Ağrı genelde yavaş başlangıçlıdır. Dirsek dış yüzünde elle dokunulduğunda hissedilen hafif bir hassasiyetten şiddetli, sürekli ağrıya kadar değişik tipte ve şiddette ağrılar hissedilebilir.

2-Kas kuvvetsizliği

Sıkma ve kavrama sırasında ön kol kaslarında kuvvetsizlik hissedilebilir.

3-Şişme

Bazı hastalar dirsek çevresinde şişlik hissedebilirler.

Hastalığın Teşhisi Nasıl Konulur?

Bu hastalığın teşhisi genellikle hastanın öyküsü ve hekimin muayenesi ile konulur. Ancak diğer hastalıkları dışlamak için radyolojik değerlendirme (röntgen, ultrasonografi veya MRI) gerekebilir.

Prognoz (Hastalığın Gidişi) Nasıldır?

Vakaların çoğunda 8-12 ay içinde kendini sınırlayan bir durum olsa da bazı vakalar kronikleşebilir. Hiçbir tedavi uygulanmadan, hasta kolun hareket ettirilmemesi tek başına yeterli olmayıp iyileşme periyodu 6-24 ay kadar sürebilir.

Hastalığın Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tenisçi dirseği için bugüne kadar evrensel olarak kabul edilmiş optimum bir tedavi rejimi olmayıp, pek çoğu rutin olarak kullanılan çok sayıda tedavi tanımlanmıştır. Tedavide amaç ağrı ve hassasiyeti ortadan kaldırmak ve fonksiyonları arttırmaktır. Mevcut hiçbir tedavinin diğerine üstünlüğü kanıtlanamamıştır. Başlangıçta ağrı ve diğer semptomların giderilmesinde aktivite düzenlenmesi, lateral epikondilit bandı, ilaç kullanımı, fizik tedavi uygulamaları ve steroid enjeksiyonu gibi tedavi uygulamaları yapılabilir. İnatçı olgularda ve geç dönemlerde diğer tedavi uygulamalarından yararlanılabilir. Aşağıda bu tedaviler ele alınmaktadır.

İLAÇ DIŞI TEDAVİLER

1-Hasta eğitimi ve aktivitelerin düzenlenmesi: Hastalığın ne olduğu ve hangi sebeplerle ortaya çıktığı, belirtileri, uygulanan tedavi seçenekleri, kaçınılması gereken aktiviteler ve hastalığın gidişi(prognozu) gibi bilgilerin hastaya verilmesidir. Belirtileri ortaya çıkaran ve ağrıyı arttıran aşırı kullanım aktivitelerinin azaltılması veya hiç yapılmaması tavsiye edilir.

2-Ortezler (Lateral epikondilit bandı): Yaralanmayı takip eden 6 hafta boyunca bu tür bir destek, önkol ekstansör kaslarının başlangıcında tendondaki gerilimi azaltarak ağrıyı hafifletebilir ve fonksiyonları iyileştirebilir. Bu ortezler, en hassas noktanın yaklaşık 3 ila 8 cm altında (lateral epikondilin aşağısında) önkol üzerine yerleştirilir. El-el bileği istirahat ateli: Çok ciddi belirtiler olması durumunda el bileği hareketlerini tamamen ortadan kaldırmak amacıyla kullanılabilirler.

3-Fizik tedavi uygulamaları ve egzersizler: Soğuk ve sıcak uygulamaları, iyontoforez, fonoforez, terapötik ultrason, lazer, elektroterapi uygulamaları, masaj, manipülasyon-mobilizasyon, teypleme gibi uygulamalar ve kuvvetlendirme ve germe gibi çok çeşitli egzersiz uygulamalarının değişen derecelerde etkin olduğu ağrıyı azalttığı ve fonksiyonları düzelttiği gösterilmiştir.

4- Extracorporeal Shockwave Therapy (ESWT): Akupunktur ve radyofrekans uygulamaları

Değişen derecelerde ağrıyı azalttığı ve fonksiyonları düzelttiği araştırmalarda gösterilmiştir.

İLAÇ TEDAVİLERİ

Steroid(kortizon) olmayan inflamasyon azaltıcı ilaçlar (nonsteroidal antiinflammatory drugs-NSAID): Bu ilaçlar kısa süreli (ortalama altı hafta) olarak ağrıyı azaltır ve fonksiyonları düzeltirler.

Eklem üzerine dışarıdan sürülen ilaçlar: Bu amaçla topikal NSAID ilaçlar(kremler, jeller vb.) ağrılı cilt üzerine kullanılabilir. Kısa süreli yararları gösterilmiştir. Bir başka uygulama olarak topikal nitroglycerin ile ağrı ve fonksiyonlarda kısa süreli klinik düzelme gösterilmiştir.

ENJEKSİYONLAR

Lokal anestezik ile karıştırılan tek bir steroid(kortizon) enjeksiyonunun kısa süreli(ortalama altı hafta) olarak ağrıyı azalttığı gösterilmiştir. Ancak birden fazla steroid (kortizon) enjeksiyonu tavsiye edilmemektedir.

PRP, otolog kan, proloterapi, botilinum enjeksiyonları ve kuru iğneleme uygulamaları semptomatik iyileşmeler sağladığı çeşitli araştırmalarda gösterilmiş diğer tedavilerdir.

CERRAHİ TEDAVİ

Bu hastalıkta nadiren cerrahi tedavi (ameliyat) gerekmektedir. Hastaların % 90’ından fazlası ameliyatsız olarak tedavi edilebilir. Uygulanan tüm tedavilere rağmen semptomları 6-12 aydan uzun süren hastalarda cerrahi tedavi düşünülebilir.

Önerilen Yazılar

TOBB ETÜ Tıp Fakültesi Hastanesi