Bayramda Kalp Sağlığı

“Bugün bayram, bugün bir şey olmaz” demeyelim,

BAYRAMDA KALP SAĞLIĞIMIZA DİKKAT EDELİM

 

Ramazan ayında vücudumuzda ne tür değişiklikler oldu? Oruç ve beslenme alışkanlığımız vücudumuzu nasıl etkiledi?

Ramazan ayı boyunca vücudumuzda metabolik olarak birtakım değişiklikler oldu. Açlığa, susuzluğa ve daha az uyumaya vücudumuz uyum geliştirdi. Yani metabolizmamız, vücudumuzun işleyişi, organ ve dokularımızın çalışması yavaşladı.

 

Ramazan Bayramı’nda beslenme alışkanlığımız nasıl olmalı? Bayrama geçişte ne yapmalıyız?

Bayrama geçişimiz yavaş olmalı. Ramazan ayı boyunca yavaşlayan metabolizmamızı bir anda hızlandırmayacak, afallatmayacak şekilde beslenmeliyiz. Bunun için bayram gününe hafif bir kahvaltı ile başlanmalı ve gün içinde de hafif gıdalar tercih edilmelidir. Yemekler yavaş yenmeli ve iyice çiğnenmelidir. Kızartmalardan, kavurmalardan ve hamur işi tatlılardan uzak durulmalıdır. Tatlılar doyumluk değil, tadımlık olarak -en az miktarda- tüketilmelidir.

 

Bayramda sağlıklı beslenemediğimiz zaman ne tür sorunlar bekler bizi? Kalp damar sağlığı açısından bayramda ağır beslenme ne tür riskler getirir, kalp krizi riski artar mı?

Mide ve sindirim rahatsızlıkları, kan şekerinde yükselme,  tansiyonda ve nabızda dalgalanmalar izlenebilir. Ağır yemek sonrası kan şekerimiz aniden yükselir ve buna cevap olarak vücudumuzda yüksek oranda insülin salgılanır. Bu yaşanılan şekerdeki yükselme kalp sağlığımızı olumsuz etkiler; kan yoğunlaşır ve akışkanlığı azalır. Hem tansiyonun hem de şekerin aniden yükselmesi damar içinde pıhtı oluşumuna yol açabilir ve kalp krizi riski artabilir.

 

Bayram süresince hangi hastalar beslenme açısından daha yüksek risk taşır ve daha dikkatli olmalıdır?

Bu dönemde yüksek risk taşıyabilecek gruba kalp damar hastalığı olanları, kalp yetmezliği olanları, şeker hastalığı olanları, yüksek tansiyonu olanları, böbrek yetmezliği olanları ve karaciğer hastalarını dahil edebiliriz. Bu tür kronik hastalığı olanların beslenme bakımından daha dikkatli olmaları gerekir.

 

Misafir ağırlamayı, ikramda bulunmayı çok seven bir toplumuz. Bayramda yağ ve kalori bakımından fazla beslendiğimiz zaman ne tür şikayetler görülür?

Karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma olabilir. Reflüsü olanlarda göğüste yanma izlenebilir. Karında şişkinlik, ishal, kabızlık ve hazımsızlık görülebilir. Kalp damar hastalarında ağır yemek sonrası göğüs ağrısı olabilir.

 

Bayramda tatlı seçimi nasıl olmalı, hangi tatlıdan ne ölçüde yiyebiliriz?

Glisemik indeksi yüksek, yani şeker oranı yüksek olan tatlılara dikkat etmeliyiz. Hamur işi tatlıların çok yüksek oranda karbonhidrat içerdiğini unutmayalım. Hamurun kendisi başlı başına yüksek karbonhidrat içerirken üzerine bir de şeker/şerbet ilave ediliyor. Yani, olay katmerleniyor. O nedenle, hamurlu tatlı yerine sütlü tatlıların tercih edilmesi gerekir. Ve bunun da ölçülü miktarda olmasına dikkat edilmelidir. “Sütlü tatlılardan dilediğimiz kadar yiyebiliriz” sonucu çıkartılmamalıdır.

 

İkram edilen yiyeceği geri çevirmemek gibi bir göreneğe sahibiz toplum olarak. Bayramda ne yapalım, ikramlar için nasıl bir yol izleyelim?

Kalp damar hastalığımız, şeker hastalığımız, yüksek tansiyonumuz, kalp yetmezliğimiz, böbrek yetmezliğimiz varsa sağlığımız açısından zarar getirecek ikramlara hayır diyebilmeliyiz. Hayır diyemiyorsak bu ikramları tadımlık tüketebiliriz. Prof. Müftüoğlu hocamızın güzel bir tanımlaması var. Diyor ki:“Tatlılar doymak için değil, tatmak içindir”. Çok güzel bir söz; benim çok sevdiğim bir söz. Tatlıyı doymak için yemeyelim; onun yerine sadece tadına bakalım, ağzımız tatlansın.

 

İkram edeceklere, ev sahiplerine, misafir ağırlayanlara ne tür tavsiyelerde bulunulabilir?

İkramlarımızı küçük porsiyonlar halinde sunalım. İkram yaptığımız kişinin kronik bir hastalığı varsa bu ikramları geri çevirmesini anlayışla karşılayalım. Ona bunun için özgür olduğunu hissettirelim. “Bugün bayram, bugün bir şey olmaz” demeyelim. Emek harcayarak yaptığımız tatlılarımızı tadımlık olarak ikram edelim. Tadı ağızlarında kalsın. Unutmasınlar bizi.

 

İçecek tercihimiz nasıl olmalı?

İlk tercihimiz elbette su olmalı. Bunun dışında ayran ve ev yapımı limonata tercih edilebilir. Şekerli ya da yapay tatlandırıcılar ve katkı maddesi içeren içeceklerden uzak durulmasını önemle tavsiye ederim.

 

Bayramda kalp damar hastalarına ne tür önerileriniz olur, kalp damar hastaları bayramı nasıl geçirsinler?

Madde madde şu şekilde özetleyebilirim: Bayram gününe geçiş yavaş olsun. Güne hafif bir kahvaltıyla başlayalım, gün içindeki ikramları ara öğün olarak alalım. Hem ana öğünlerde hem de ara öğünlerde hafif gıdaları tercih edelim. Ana öğünün üzerine yüksek kalorili tatlılar tüketmeyelim. Tatlı tercihimizi sütlü tatlılardan yana kullanalım ve bunların da porsiyonu küçük olsun lütfen. Yine tatlı tercihimizi az miktarda meyve ile de yapabiliriz. Burada yine miktara dikkat etmek gerekir. Meyve tüketirken de meyve şekeri aldığımızı aklımızdan çıkarmayalım. Ölçülü miktarda meyve tüketelim.

İlaçlarımızı aksatmadan, güzel bir şekilde kullanmaya devam edelim.

Bol sıvı tüketelim, bu çok önemli. Günlük 2-3 litre arasında sıvı almamız gerektiğini unutmayalım.

Egzersize ara verilmemeli, bayram süresince de fiziksel olarak aktif olunmalıdır. Dışarı çıkamıyorsak ev içinde egzersiz yapalım.

Ramazan ayında hastalarımızın ve hasta yakınlarının bir bölümünün sigara ve alkolü bırakmış olduklarını gözlemliyorum. Bu fırsatı iyi kullanalım. Hazır bırakmışken tekrar bu zararlı alışkanlara dönmeyelim.

Özetle kalp damar sağlığımızı bayramda da ihmal etmeyelim.

 

Bayram tadında günler geçirmek dileklerimle.

 

 

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş

TOBB ETÜ Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı, Ankara